EMEK SOKAK

Gazetecilerden ‘barış dili’ çağrısı

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Akdeniz Şubesi, basında sansürün kaldırılışının 107. yıldönümü nedeniyle Antalya’daki Kalekapısı Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. ÇGD Akdeniz Şubesi Yönetim Kurulu üyesi gazeteci Fikri Cinokur’un okuduğu basın açıklamasına gazetecilerin yanı sıra Antalya’daki bazı sendika ve siyasi parti temsilcileri de katıldı.

24 Temmuz 1908’de 2. Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte basına sansürün kaldırılması nedeniyle bu tarihin bir süre “basın bayramı” olarak anıldığını hatırlatan Fikri Cinokur, 1970’lerden sonra ise 24 Temmuz’un adının “basın özgürlüğü için mücadele günü”ne dönüştüğünü söyledi. Türkiye’de sansürün siyasal iktidarların koruma kalkanı olarak kullanıldığını belirten Fikri Cinokur, temel görevi gerçeği halka duyurmak olan gazetecilerin bunu yaparken engellendiğini söyledi: “ÇGD Ankara Şubesi’nin hazırladığı 3 aylık medya raporlarına göre 2015 yılının ilk 3 ayında 13 gazeteci kovuşturmaya uğradı; 9 gazeteci hakkında gözaltı, tutuklama ya da hapis cezası kararı alındı. Köşe yazıları nedeniyle 2 yazar para cezasına çaptırıldı. 9 gazeteci ise mesleğini yaparken polis ya da esnaf tarafından fiziksel saldırıya uğradı. Ulusal düzeyde 30 gazeteci işini kaybetti. Nisan’dan sonraki ikinci üç ayda ise gazeteciler hakkında 26 yeni soruşturma açıldı ve bu soruşturmalarda 19 gazeteci için hapis cezası istendi.”
Medyanın özgür olmadığı ülkelerin, “demokratik” olarak anılmadığına dikkat çeken Fikri Cinokur, sözlerini şöyle sürdürdü: “24 Temmuz’u ‘basın bayramı’ olarak kutlama umudumuzu yitirmeden, gazetelerin ölenlerin üzerini örtmeyeceği günlere kadar “Özgür basın, demokratik Türkiye” için mücadelemize devam edeceğiz!”

Suruç’ta yaşamını yitiren gençlerin yanı sıra Adıyaman, Ceylanpınar ve Diyarbakır’da hayatını kaybeden asker ve polisleri “yiten her can bizim canımızdır” sözleriyle anan ve yakınlarına baş sağlığı dileyen Fikri Cinokur, barış gazeteciliği çağrısı yaptı:
“Bugün 50 yıldır kan akan bir Ortadoğu bataklığına savrulmamak için dikkatli ve soğukkanlı olması gereken bir dönemdeyiz. Biz biliyoruz ki bir savaşta önce gerçekler ölür. Bu nedenle savaşsız bir dünya dileğiyle tüm meslektaşlarımızı da barışın dilini kullanmaya davet ediyoruz.”

Benzer Yazılar