KÜLTÜR-SANAT SOKAK

“Taşa Yazılmış Hatıralar” Antalya Film Festivali’nde izleyici ile buluştu

Antalya’da bu yıl 52’ncisi düzenlenen Uluslararası Antalya Film Festivali’nde, Kürt sinemacı Shawkat Amin Korki’nin üçüncü uzun metrajlı filmi olan “Taşa Yazılmış Hatıralar” izleyici ile buluştu.

Antalya Büyükşehir Belediyesi tarafından bu yıl 52’incisi düzenlenen Uluslararası Antalya Film Festivali’nde, Uluslararası Yarışma filmlerinden “Taşa Yazılmış Hatıralar” (Bîranînên li ser Kevirê) filmi izleyici ile buluştu. 2009’da çektiği Kick Off ile çıkış yapan Kürt sinemacı Shawkat Amin Korki’nin üçüncü uzun metrajlı filmi olan “Taşa Yazılmış Hatıralar”da, Irak’taki rejimin düşüşünün ardından El-Enfal Kürt soykırımını anlatmaya karar veren iki çocukluk arkadaşını konu ediyor. Sekizinci Abu Dabi Film Festivali’nde (2014) Siyah İnci Ödülü’nü kazanan film, Yol filmine ve Yılmaz Güney’e adanmış.

Güney Kürdistan’da Enfal katliamıyla ilgili film çekmeye çalışan ekibin yaşadığı zorlukları ele alan film, Kürdistan’ın toplumsal yaşamı ve maruz kaldığı kültürel soykırımı ustalıkla yansıtıyor. Kürdistan’da kadınların sanatla olan ilişkisine de değinen “Taşa Yazılmış Hatıralar” filmi, 52 Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında Antalyalı izleyicilerle buluştu. AKM Aspendos Salonu’nda yapılan gösterime filmin yapımcısı Mehmet Aktaş ve oyuncular Suat Usta, Shima Molaei’ de katıldı. Filmi izleyicilerle birlikte izleyen yapımcı ve oyuncular, daha sonra izleyicilerin film ile ilgili sorularını yanıtlamak için AKM içerisinde bulunan Perge Söyleşi Salonu’na geçti. Bir izleyicinin Kürdistan da film çekerken nasıl zorluklarla karşılaştınız sorusuna yapımcı Mehmet Aktaş, “Ayrı ayrı birçok egemen ulusun etkisi altında kalmış bir milletin aynı noktada buluşması çok zordur. Doğal olarak buda film çekerken veya bir çalışma yaparken zorluklarla karşılaşmamıza sebep oldu. Kadın oyuncumuz Doğu Kürdistanlı ve İran Devleti’nin kendince yasaları, kuralları var. Bu kuralların oyuncuyu çok fazla etkilediğini gördük” dedi.

FİLM YILMAZ GÜNEY İLE BAŞLIYOR

Filmin Yılmaz Güney ile başlamasının tesadüf olmadığını belirten Aktaş, şunları aktardı: “Uzun yıllar gazetecilik yapmış biri olarak Kürt sinemasının doğuşunu anlatan bir film yaparken, Yılmaz Güney’i görmezden gelemezdik. Yılmaz Güney Türklerle Kürtleri bir arada tutabilen ender değerlerdendir.” Sinemanın inandırıcı ve samimi olması gerektiğini ifade eden Aktaş, “Mahsum Kırmızıgül gibi birinin Kürt toplumuyla uzaktan yakından alakası yor. Filmimizde de bu şahısları karikatürize ederek verdik. Kürtleri tanımayan bu ve benzeri şahıslar halen 70’lerin Yeşilçam açısıyla Kürtleri değerlendirmekte” diyerek Kürdistan kültürünü dejenere etmeye yönelik çekilen film ve dizileri eleştirdi.

Kaynak: DİHA, AKİL

Benzer Yazılar