MANŞET ÖZEL HABER SOKAK

“Yeminimizin arkasındayız, hukuk için mücadele edeceğiz”

Avukatlar Günü’nde, Antalya’dan üç avukatla, hukuk sistemine, meslek üzerindeki baskılara ve eril hukuk ile sistemdeki cinsiyetçiliğe ilişkin görüştük.

Antalya Sokakları Özel – Avukatlar Günü dolayısıyla, Avukat Nur Deniz Toklu, Nesibe Bahadır ve Hakan Evcin ile görüşüp hukuk sistemi ve mesleklerinin zorluklarına dair fikirlerini aldık.

86d0733740c8ad0f9052f5d3c686f2bb_400x400“HUKUK SİSTEMİ YUKARIDAN DELİNİYOR”
“Türkiye’deki güncel durum bir avukat olarak, iyimser yaklaşmamıza engel oluyor” diyen Nesibe Bahadır, hukuk sisteminin öncelikle yukarıdan delindiğini ifade etti. Türkiye’nin hukuk sisteminin köklü bir yapıda olamayışını, sürekli yasa değiştirilmesine bağlayan Bahadır, kişisel menfaatlere göre yasa değiştirildiğine vurgu yaptı.

“Avukatı sevmeyen bir devlet büyüğü var. Ve her zaman da beyan ediyor” şeklinde konuşan Bahadır, avukatlara yönelik baskı ve saldırılara da değindi. “Avukatlara yönelik uygulanan bu şiddeti, toplum da görüyor ve avukatlara olan güven azalıyor. Vatandaş, bu avukat beni nasıl koruyacak diyor” dedi.

“GELECEĞE UMUTLA BAKTIĞIMIZ GÜNLER OLSUN”
Geçtiğimiz günlerde bir avukata hukuksuz bir şekilde ters kelepçe yapıldığını ve KOM ‘da 4-5 saat bekletildiğini hatırlatan Bahadır, İstanbul’da avukatlara yönelik gerçekleşen polis saldırısına ilişkin ise “Avukat açıklama yapıyor. Sırf belini kırmak için on sefer aynı yere vuruyor. Görüyorsunuz kini. Bu öfkenin, kinin yaratılmasında en büyük rol onları hedef haline getiren kişilerde. Cesaret oradan geliyor” ifadelerine yer verdi.
Son olarak hem mesleği adına hem de toplum adına iyi dileklerini aktaran Avukat Nesibe Bahadır, “Geleceğe umutla baktığımız günler olsun. Umudu kaybetmemek lazım, mücadele etmek lazım ” dedi.

10622780_795601683832393_108694737370177814_n“HUKUK SİSTEMİ ERİL BİR YAPIYA SAHİP”
Avukat Nur Deniz Toklu Hukuk sisteminin eril bir yapısı olduğuna vurgu yaptı. “Yaşadığımız en büyük sıkıntı, gerek meslektaşlarımıza gerekse hakim ve savcılara, kadınların yaşadığı baskıları anlatamıyoruz. Herkesin dilinde ‘ben kadınlara destek veriyorum’ gibi ifadeler var ama kadın meslektaşlara destek gündeme geldiğinde geri duruyorlar” dedi.

BARO’daki kadın temsiline de değinen Toklu, 10 Yönetim Kurulu üyesinden sadece bir tanesinin kadın olduğunun altını çizdi.  ‘Meslek hayatımızda cinsiyetçilikle karşılaşıyoruz’ diyen Toklu, kadınlara ceza davalarının verilmek istenmediğini, kadın hakimlerin kararlarının yargıtaydan dönmesi durumunda ‘ne de olsa kadındır, yanlış karar verdi’ denilerek bakıldığını aktardı.

Kadın avukat olarak, şiddet vak’alarında çalışırken kendilerinin de şiddete maruz kalabildiklerini söyleyen Toklu, “Mağduru savunurken sanık yakınları tarafından darp edildi kuruldan arkadaşlarımız. Kadın oldukları için yapıldı bunlar da. Cinsiyetçi bir tavırla gerçekleşen bakış, devamında böyle şeylere sebep oluyor” dedi.

“TAKIM ELBİSE GİYMEK BİR CANLA EŞ DEĞER OLAMAZ”
“Bu aralar yaptığımız en büyük baskı indirimler üzerine. Medyaya da yansıyor, takım elbise giyindi indirimi, pişmanmış indirimi gibi. Bunların üzerine yoğunlaşıyoruz. Şiddet uygulamanın bir pişmanlığı varsa bile bunu indirim sebebi yapamazsınız. Takım elbise giyinmek bir canla eş değer olamaz. Bu sebepten indirimi kaldırtmaya çalışıyoruz. Mümkün olduğunca uygulatmamaya çalışıyoruz. Uygulananları yargıtaya gönderiyoruz” dedi.

“SAVCILARIN, HAKİMLERİN MEVZUATTAN HABERİ YOK”
Aynı zamanda, Antalya Barosu Kadın Hakları ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu üyesi olan Avukat Nur Deniz Toklu, kurul olarak,  mevzuatları birleştirip hakimlere ve savcılara dağıttıklarını, pek çok savcının mevzuatlardan haberi olmadığını da ifade etti.  “Şu ana kadar çok sık yaşadığımız şey şiddet vak’alarında uzlaşma talep ediyor savcılar. Mağdurla, kendisine şiddet uygulayan kişiyi uzlaştırmaya çalışıyor. Cinsel saldırı ve şiddet olaylarında uzlaşma yasak. Ama savcılar bunu bilmiyor. Bizim önlerine sunduğumuz mevzuatı da okumayı tercih etmedikleri için sürekli uzlaşma talebi gönderiyorlar. Sürekli bir mücadele içerisinde oluyoruz bunu için” dedi.

“YEMİNİMİZİN ARKASINDAYIZ, HUKUK İÇİN MÜCADELE EDECEĞİZ”
“Baskı bakımından en tepeden en alta kadar baskı görüyoruz. Gerek meslekte olsun gerekse kadın olmamız açısından olsun” diyen Toklu, “Trabzon’da Müftü yardımcısının sen kadınsın konuşman gereken yer konuşmaman gereken yer var diyerek susturdular kadını, mikrofonunu kapattılar. Bu kadar abartılmış vaziyette. Her türlü baskıya ve her türlü yıldırmaya karşı hala gücümüz var hala mücadele ediyoruz. Biz kadın avukatlar olarak yeminimizin arkasındayız. Hukuk için mücadele edeceğiz“. dedi.

1040308956492“CESARET VE RAHAT BİR MESLEK HAYATINDAN VAZGEÇMEK GEREK”
5 Nisan gününün sembolik bir gün olduğunu belirten Avukat Hakan Evcin ise, mesleğe dair sorunların önemine vurgu yaptı. “Gerek toplum içerisinde, halkın arasındaki hukuki ve cezai sorunlarda tarafları temsil etmek, gerekse devlet ile halk arasındaki sorunlarda halkı savunmak, avukatların temel görevleridir” dedi.
” Tarafların eşit olduğu sorunlarda çözüm bulmak kolay olsa da devlet ile karşı karşıya kalındığı durumlarda, egemen güçlere karşı halkların yanında olmak, cesaret ve rahat bir meslek hayatından vazgeçmek gerekmektedir”diyen Evcin, tutuklu avukatlara da değinerek, 5 Nisan Avukatlar Günü’nün sorunların hatırlatılması ve çözümü hususunda yararlı olabileceğini belirtti.

Haber: Demet Acar- Pelin İktüeren- Yasemin Aydemir

Benzer Yazılar