KÜLTÜR-SANAT MANŞET ÖZEL HABER Röportaj SÖYLEŞİ

Sansür ve baskıları göğüsleyen festival: AÜTT Tiyatro Festivali 10 yaşında

Bu yıl onuncusu düzenlenen Tiyatro festivalinin ilk yılında AÜTT başkanı olan Güracar: “O zamanlarda da sansür hep gündemdeydi. Bazı oyunlar sansüre uğradı, uğratılmaya çalışıldı. Bu tip şeyleri bu üniversitede hep yaşadık” diyerek öğrencilerin üretimine olan muhalefetin yeni olmadığının altını çiziyor. Tüm baskı ve sansüre rağmen AÜTT’nin 10 yıl boyunca festivali yapmış olmasını büyük bir başarı olarak değerlendirirken “Bu da Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun geleneklerine ne kadar sahip çıktığını gösteriyor” diyerek festivalin devamlılığının değerine vurgu yapıyor.

Antalya Sokakları Özel – Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun(AÜTT) 10’ncusunu düzenlendiği Tiyatro Festivali birçok topluluğa ev sahipliği yapıyor. Sansür ve baskıyla sanatsal faaliyetleri durdurma çabasına çelme takan festival üçüncü gününü geride bıraktı. 11 ekibin katıldığı ve toplamda 14 farklı oyunun sahneleneceği festivalde dört de atölye gerçekleştirilecek.

Festivalin konukları arasında AÜTT geçmişi olan birçok isim bulunuyor. Bunlardan biri Çankaya Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’yla festivale katılan Oksal Güracar. Ekibin temel tiyatro eğitimini veren Güracar, Herostratus Unutulsun ve Kayıplar oyunlarının da yönetmeni. Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun birçok oyununda rol almış ve ilk festivallerinin de organizasyonunda bulunmuş olan Güracar’la oyunları ve tiyatro festivali üzerine konuştuk.

Herostratus Unutulsun oyununu seçerken yıl boyu yapılan temel oyunculuk eğitimi, sahne duruşu ve sahne trafiği çalışmalarının uygulanışı açısından önemli bulduğu için seçtiklerini söyleyen Güracar şunları ekliyor: “Oyun da komedi olduğundan içinde dolantı komedisi öğeleri vardı, yanlış anlaşılmalar, akıl kullanarak diğerlerini dize getirmek gibi şeyler vardı. Bunlar çok işimize yarayan şeylerdi. Klasik tiyatronun argümanları zaten bunlar.”

ŞİLİ’DE GEÇEN NEREDEYSE BİR TÜRKİYE HİKAYESİ
Festivalin üçüncü günü sahneledikleri Kayıplar oyunun ise konusuyla dikkatlerini cezbettiğini söyleyen Güracar bu seçimlerde günceli yakalama isteklerinin de etkili olduğunu söyledi. Güracar “Bu Şili’de geçen neredeyse bir Türkiye hikayesi” diyerek tariflediği Kayıplar oyununun seçiminde, toplulukta çok sayıda kadın olmasınında etkisi olduğunu belirtti. Türkiye’nin darbe dönemi ve sonrasıyla benzerlik gösteren ve Şili’den Plaza Del Mayo Annleri’ne ve Cumartesi Anneleri’ne kadar dokunarak evrensel bir zemin sunan oyunda umut, sabır ve direniş karakterlerle can buluyor. “Örneğin oyundaki çocuk karakterin işkence görmesi, öldürülmesi ve çocuğa bizim ısrarla 17 yaşında dememizde bazı yerlere gönderme yapıyor aslında” diyen Güracar oyunun buna benzer birçok ‘hatırlatıcı’ içerdiğinin de altını çiziyor.

“ÖZGÜRSÜNÜZ DENDİ, ÖZGÜRCE OYNADIK OYUNLARIMIZI”
Çankaya Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’yla oyun çalıştıkları süre boyunca makul ölçülerde okulun desteğini aldıklarını söyleyen Güracar: “Başka ekiplerde sansürle ilgili meseleleri çok sık duyduğumuz için temkinli davrandık. Öncesinde konuştuk, sunduk oyun metnimizi. Oyunumuzun hikayesi budur anlatmak istediğimiz şey budur diyerek. Gayet normal bir şekilde karşılandı elbette, tiyatro budur dendi. Herostratus Unutulsun oyunumuzda yer yer küfür olduğundan da bahsettik. Normal karşılandı bu da elbette. Biz size ahlak öğretecek değiliz, tiyatronun bambaşka bir alanı var, sanat yapıyorsunuz, özgürsünüz dendi bize ve biz de özgürce oynadık oyunlarımızı” diyerek eski bir Akdeniz Üniversitesi öğrencisi olarak, buradaki sansürün geçmişinden de bahsediyor.

“FESTİVALİN TÜM BU BASKILARA RAĞMEN 10. YILINDA OLMASI BAŞARIDIR”
Bu yıl onuncusu düzenlenen festivalin ilk yılında AÜTT başkanı olan Güracar: “Ben bu festivalin ilkinde kulüp başkanıydım, zor şartlar altında yapıldığını da çok iyi biliyorum. Gelen ekiplerin konaklaması ve ihtiyaçları inanılmaz büyük bir sıkıntıydı. Akdeniz Üniversitesi o dönemlerde de her zaman bizi sponsora itti. O zamanlarda da sansür hep gündemdeydi. Bazı oyunlar sansüre uğradı, uğratılmaya çalışıldı. Bazı oyunların bu üniversitede oynanmadığı kabul edildi, bu oyun oynanmadı dendi. Bu tip şeyleri bu üniversitede hep yaşadık” diyerek öğrencilerin üretimine olan muhalefetin yeni olmadığının altını çiziyor. Tüm baskı ve sansüre rağmen AÜTT’nin 10 yıl boyunca festivali yapmış olmasını büyük bir başarı olarak değerlendirirken “Bu da Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun geleneklerine ne kadar sahip çıktığını gösteriyor. Ne kadar çok bu geleneği ileri taşımaya çabaladığını gösteriyor” diyerek festivalin devamlılığının değerine vurgu yapıyor.

Akdeniz Üniversitesi Tiyatro Topluluğu’nun bu sezon çıkardığı ilk oyunu olan Striptease’in adının ‘müstehcen’ bulunarak sansürlenmesine de değinen Güracar “Ahlaksızca olan hangisi? Oyunun adı mı, bir oyunu sansürlemek mi?” diyerek bu uygulamaların küçük birer müdahale olmadığının altını çiziyor. Yöneticilerin, öğrencilerin taleplerini anlamak zorunda olduğunu söyleyen ve “Ekonomisinin üretmeye dayalı olmadığı, ithal ekonomiye dayandığı, her şeyi dışarıdan aldığımız, bir şey üretemediğimiz bir ülkede öğrenciler sanat üretmek istiyorsa buna destek olmak gerekir” diyen Güracar sansüre dair hamlelerin sanata müdahale olduğunu da ekliyor.

Dekor toplamak üzere ekibinin yanına giden Güracar’la söyleşimiz AÜTT’ye destek cümleleriyle sona eriyor.

Haber: Yasemin Aydemir

Benzer Yazılar