SOKAK

OHAL sonrası hayatını kaybeden en az 517 işçiden 15’i Antalya’dan

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) hazırladığı raporda 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’de 15’i Antalya’dan olmak üzere en az 513 işçinin yaşamını yitirdiğini belirtti.

Antalya Sokakları- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) hazırladığı raporda 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’de 15’i Antalya’dan olmak üzere en az 513 işçinin yaşamını yitirdiğini belirtti.

ÜCRETLİ İŞÇİ ÖLÜMLERİNDE ARTIŞ
isig-ohal-raporu-1Raporda, Temmuz ayının son on gününde en az 59, Ağustos ayında en az 144, Eylül ayında en az 202, Ekim ayının ilk yirmi gününde ise en az 108 işçi hayatını kaybettiği vurgulandı.

Raporda, istihdam biçimlerine göre OHAL’in 1. döneminde genel yıl ortalamasına göre ücretli işçilerin ölümlerinde artış gözlendiği ifade edildi.

İŞ CİNAYETİNDE ANTALYA 7. SIRADA
Raporda iş cinayetlerinin şehirlere göre dağılımında Antalya 7. sırada yer alıyor. OHAL sonrası gerçekleşen iş cinayetlerinin şehirlere göre dağılımı raporda şu şekilde yer alıyor;

isig-ohal-raporu-450 ölüm İstanbul’da, 38 ölüm Kocaeli’nde, 23 ölüm Manisa’da, 22 ölüm İzmir’de, 20’şer ölüm Aydın ve Bursa’da, 15 ölüm Antalya’da, 14 ölüm Denizli ve Tekirdağ’da, 12’şer ölüm Konya, Mersin ve Samsun’da, 11 ölüm Sakarya’da, 10’ar ölüm Ankara ve Gaziantep’te, 9’ar ölüm Adana, Bolu, Kayseri ve Zonguldak’ta, 8’er ölüm Çorum, Hatay, Kastamonu ve Niğde’de, 7 ölüm Diyarbakır’da, 6’şar ölüm Düzce, Elazığ, Eskişehir, Giresun, Hakkari, Mardin ve Muğla’da, 5’er ölüm Afyon, Balıkesir, Kahramanmaraş, Malatya ve Tunceli’de, 4’er ölüm Adıyaman, Çanakkale, Erzurum ve Sivas’ta, 3’er ölüm Ağrı, Artvin, Batman, Bingöl, Bitlis, Burdur, Gümüşhane, Karabük, Ordu, Osmaniye, Trabzon ve Van’da, 2’şer ölüm Amasya, Bilecik, Edirne, Erzincan, Isparta, Karaman, Muş, Nevşehir, Siirt, Şanlıurfa ve Tokat’ta, 1’er ölüm ise Aksaray, Bartın, Çankırı, Kars, Kırklareli, Kilis, Kütahya, Rize, Sinop, Şırnak, Yalova, Cezayir, İsrail ve Ukrayna’da yaşandı.

İSİG, 21 Temmuz – 21 Ekim arasında süren OHAL’in 1.döneminde işçiler yaşanan gelişmeleri şu şekilde sıraladı:

1- İş cinayetlerinde sayısal anlamda bir artış meydana gelmiştir. OHAL ilanına kadar ayda ortalama 153 iş cinayeti tespit ediyorduk. Ancak OHAL’in 1.Dönemi’nde ayda ortalama 171 iş cinayeti tespit ettik. Yani durum zaten çok kötü iken, iş cinayetlerinde Türkiye’nin karnesi çok kötü iken durum işçiler açısından daha da kötüleşmiştir. Bu durumun mutlak olup olmadığını ise önümüzdeki dönemde görebileceğiz…

2- İş cinayetlerinin artışının temel sebebi işçi örgütlenmelerine, direnişlere olan baskıdır. Çapa Hastanesi İSİG Temsilcisi taşeron hastabakıcı Cemal Bilgin servislerde yemeklerden zehirlenmelerin yaşandığını ve bunun nedeninin salmonella bakterisi olduğunu açıkladığı için işten atıldı. Yine Enerji-Sen İSİG Sekreteri (İSKİ taşeron işçisi) Tarık Yüce iş cinayetleri paylaşımı nedeniyle işten atıldı.

Çapa ve İSKİ’de bilmem kaç iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırsanız, onlarca eğitim yapsanız da önemi yoktur artık. Siz eğer görevlerini yapan işçi temsilcilerini işten atıyorsanız o işyerlerinde işçi sağlığı ve iş güvenliği yok demektir. Daha evvel niyetlerini yaşama geçiremeyen patronlar aradıkları fırsatı 21 Temmuz sonrası yakaladılar. OHAL arkadaşlarımızın işten atılması için zemin hazırlamış ve baskılara maruz kalmışlardır.

3- Avcılar Belediyesi, Bursa Gemlik Gümre, Kinder ve Nutella üreticisi Manisa Ferrero, BOMİ Depo ve niceleri… İşçi direnişleri ülkemizin dört bir yanında devam etmektedir. Ancak birçoğu OHAL nedeniyle baskıya uğramakta, direniş çadırı açtırılmamakta, eylemler engellenmektedir. Kocaeli ve Bursa’da fiili eylem yasakları uygulanmaktadır. Antep, Ankara ve Artvin’de ise Valilikler yasak kararı almıştır.

Sendikalara üye olma ya da ücretlerini zamanında isteme ve hak arayışları işten atma saldırıları ile karşılaşmakta ve OHAL’de patronlara hızır gibi yetişmektedir.

4- İki hafta evvel kiralık işçi çalıştırma koşulları ile ilgili yönetmelik yayınlandı. Artık;

  • İşçiler daha kolay işten çıkarılabilecek,
  • Örgütlenme hakkı fiilen ortadan kaldırılacak,
  • İstihdamın yarıya yakını kiralık olarak çalışacak,
  • Kıdem tazminatı kiralık işçiler için kullanılması mümkün olmayacak,
  • Yıllık izinler kullanılamayacak,
  • İşçilerin sağlık ve sigorta primleri düzensiz olacak,
  • İşçi, simsarların eline teslim edilecek,
  • Emeklilik hayal olacak,
  • Kiralık işçi her yere gönderilebileceğinden göçebe bir yaşantısı olacak,
  • Zaten büyük bir sorun olan meslek hastalığı kayıt sistemini tutmak imkansızlaşacak,
  • İş cinayetlerinin kayıt dışılığı artacak,
  • İşyeri ortamına alışma, uygunluk vb. ortadan kalkacağı için sağlık ve güvenlik riskleri artacak,
  • Düzenli yeme-içme, ulaşım, yaşantı vb. bozulacak ve bu durum fiziki-ruhsal sorunları artıracak,
  • İş cinayetlerinde ceza ve tazminat davaları içinden çıkılmaz hale gelecek,

Özetle kiralık işçilik daha fazla ölüm, sakatlanma, meslek hastalığı ve ruhsal çöküntü olarak Türkiye işçi sınıfının üzerine kabus gibi çökecek.

5- Uluslararası birkaç sigorta şirketinin kontrolünde olacak Bireysel Emeklilik Yasası; sosyal güvenlik sistemimizin son kırıntılarının da yok edilmesi; emeklilik adı altında olası birikimlerin tekellere kaynak olarak aktarılması ve emeklilik hakkının sona erdirilmesi hedefleniyor…

6- Kamu kurumları ve 50’den az işçisi olan az tehlikeli işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma zorunluluğu 1 Temmuz 2017 tarihine ertelendi…

7- Savunma Sanayii Müsteşarlığı, PTT, TRT, İller Bankası, TÜBİTAK, Milli Piyango, TPAO, DSİ, GAP Başkanlığı, DHMİ, YURTKUR, Karayolları Genel Müdürlüğü, Türkiye Bilimler Akademisi, Türkiye Adalet Akademisi, Spor Genel Müdürlüğü gibi birçok kurum özelleştirme kapsamına alınıyor.

Kaynak: sendika11.org, www.guvenlicalisma.org

Benzer Yazılar