SOKAK

Devlet, ekonomik şiddeti pekiştiriyor

Antalya – Antalya’da Kadınların Çalışma Hayatını Konuşuyoruz konulu panelde konuşan Avukat Zeliha Şengöz, kadına yönelik ekonomik şiddete İş Kanunu’ndaki ayrımcılıklara ve aile paketine ilişkin açıklamalarda bulundu. Şengöz, devletin erkek aklıyla hareket ettiğini belirterek, “Şiddet denilince sanki sadece aile içerisinde, sevgili ilişkilerinde kalan şiddet biçimleri gibi görünüyor. Oysa büyük aile: yani devlete baktığımızda devlet de kadınlar üzerinde aynı ekonomik şiddeti tekrar ediyor” dedi.

Kadın Emeği İstihdamı Girişimi ve Akdeniz Üniversitesi Kadın Çalışmaları ve Toplumsal Cinsiyet Anabilimdalı işbirliğiyle organize edilen panelde Eğretileşme ve Kadın Emeği, ekonomik şiddet, kreş hakkı gibi konular konuşuldu. Antalya Barosu Kadın Hakları Kurulu Üyesi Av. Zeliha Şengöz İş Kanunu’ndaki ayrımcılığa dikkat çekerek, “Bir erkeklik sorunu var ortada, biz buna kadın sorunu demiyoruz, paranın yönetimi, karar verme mekanizmalarında kadınların olmayışı gibi şiddetin başka türleri uygulanıyor” dedi. İş Kanunu’ndaki ortak reçetelerin kadınların sorunlarını çözmediğine vurgu yaptı.

MADENCİLER CiNSİYETLERİNDEN DOLAYI ÖLMEDİ

Ağır ve tehlikeli işler yönetmeliğinde, kadınların yapmasının yasak olduğu işler olduğunu belirten Şengöz, bunun ayrımcılık olduğuna işaret etti. “ Ülkemizde madenciler öldü onlar cinsiyetlerinden dolayı ölmediler, gerekli iş güvenliği alınmadığı için öldüler. Dolayısıyla kadın ve erkeklerin yapamayacağı işler diye ayırmak yerine iş güvenliğini arttırmak, hedeflenmesi gereken bir şeyken kadınları ayırmak çok daha kolayına gidiyor”ifadelerine yer verdi.

KADINLAR ÜÇLÜ VARDİYADA

IMG_9601Eğretileşme ve Kadın Emeği konusunda konuşan Aslı Şahankaya, kadınların iş yaşamında tutunmaması için bir çok etken olduğunu ifade etti. Esnek üretim tarzının kadınları üçlü vardiyaya zorladığını belirten Şahankaya, kadınların iş yaşamı dışında evde de çalıştıklarını, ev içinde hasta ve çocuk bakımı, temizlik işleri gibi işlerle ilgilenerek “ üçlü vardiyaya” tabi olduklarını belirtti. Alternatifsizlik, çalışan yoksulluğu, örgütlenememe, geleceksizlik gibi unsurların eğretileşmeyi beslediğine dikkat çeken Şahankaya, kadınların iş güvenliğinden yoksun bırakıldıklarına da dikkat çekti.

Panelin kolaylaştırıcısı, Prof. Dr. Gülser Öztunalı ise konuya ilişkin, “Üçlü vardiya önemli, burada kadının parçalanmışlığı söz konusudur. İş yaşamı ev yaşamı kendine ayıramadığı o zaman yoksunluğu söz konusu. Psikolojik anlamda son derece yıpratıcı” dedi.

KIRSAL ALANIN SESSİZ KAHRAMANLARI KADINLARDIR

IMG_9621Yrd. Doç. Dr. İlkay Kutlar kırsaldaki kadın profili hakkında bilgi verdi. Kutlar, Tarım Sektöründe çalışan kadınların %80 oranında, aile için çalıştığı ve emeğinin karşılığı olarak herhangi bir ücrete tabi tutulmadığını belirtti. Kadınların tarım sektöründe mülkiyetinin bulunmadığını ifade eden Kutlar, dünya üzerindeki tarım alanlarının yalnızca %1 oranında kadınların mülkiyetinde olduğunu hatırlattı.
Kırsal alanda yaşayan kadınların sosyal hizmetlere ulaşmada güçlük çektiklerini, kız Çocuklarının eğitime ulaşmada sorun yaşadıklarını kaydeden Kutlar ; “Kırsal alanın sessiz kahramanları kadınlardır” dedi.

Devrimci Turizm İş Sendikası Eşbaşkanı Didem Erkıvanç Türkay ise, çıkarılan Aile Paketine ilişkin yapılan anket çalışmalarının sonuçlarını aktardı. Erkıvanç, çeyiz paketi gibi uygulamaların evliliği teşvik edeceğine dair görüşün oldukça yüksek olduğunu belirtirken, süt ve doğum izni gibi hakların kadınlar tarafından statü kaybı olacağı gerekçesiyle kullanılmadığına işaret etti.

sk/pi

Benzer Yazılar