12 Eylül Askeri darbesi ile 17 yaşında, yaşı büyütülerek idam edilen Erdal Eren ölümünün otuzbeşinci yılında, yapılan bir yürüyüş ve basın açıklaması ile anıldı.
Emek Partisi Antalya il örgütü ve Emek Gençliğinin çağrısı ile saat: 15.00 de Kapalı Yola “Erdal Eren mücadelemizde yaşıyor” yazan pankart ve sloganlarla gelen kitlenin önü çevik polis ve TOMA tarafından kesildi. Burada bir süre bekleyen kitle daha sonra başka bir güzergâhtan yürüyerek basın açıklamasının yapılacağı Attalos Meydanına ulaştı.
‘12 EYLÜL ZİHNİYETİ AKP İLE DEVAM EDİYOR’
Basın açıklamasını Emek Gençliği adına Gül Toprak okudu. Toprak açıklamasında: “Bundan tam 35 yıl önce Erdal Eren, henüz 17 yaşındayken 12 Eylül’ün karanlık darbe günlerinde idam edildi. Bir jandarma erini öldürmekle suçlanan Erdal Eren’in, öldürdüğüne dair ortada hiçbir delil olmamasına rağmen yaşı büyütülerek 12 Eylül cuntasının şefi Kenan Evren’in “asmayanlımda besleyelim mi?” naraları altında hükmü verildi ve idam edildi.’’ dedi.
12 Eylül rejiminin baskıcı, anti-demokratik tutumunun, bugünkü AKP ve saray iktidarı tarafından da sürdürüldüğünü belirten Toprak şunları söyledi: “Erdal Eren’i 17 yaşında yargılayıp ölüme gönderen zihniyet bugünde farklı yöntemlerle varlığını devam ettiriyor. 12 Eylül zihniyeti, sokak ortasında infazlarla, katliamlarla devam ediyor. Dün idamla öldüren zihniyet, bugün ülkenin birçok yerinde sokak ortasında gençleri katlediyor. Sokağa çıkma yasakları ile bölgeyi adeta bir çatışma alanı haline getirip, halkları korkuyla sindirerek iktidarının devamını sağlamak için elinden geleni ardında koymuyor.
YÜZLERCE İŞÇİ, PATRONLARIN KÂR HIRSI YÜZÜNDEN ÖLÜYOR
İşçilere, emekçilere dayatılan kölece çalışma koşulları cinayetlere neden oluyor. Patronların daha fazla sömürmek için gözlerini bürüyen kâr hırsı nedeniyle 2015 yılının ilk 11 ayında katledilen 1593 işçiye her geçen gün yenileri ekleniyor.
Bizler biliyoruz ki 35 yıldır ülkeyi yöneten egemen sınıfların bizlere sömürüden, baskıdan, savaş ve ölümlerden başka verebileceği hiç bir şeyi yoktur. Erdal Eren işçi sınıfının iktidar mücadelesini veren genç bir devrimciydi. İdam sehpasında, ”Bir gün, mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir!” demişti. Evet o gün, bu gündür.
Gün; işçi, işsiz, üniversiteli, liseli her milliyetten gençler olarak; emperyalizmin savaş ve sömürü düzenine karşı, işçi sınıfının iktidar mücadelesine bağlanarak, barış ve özgür bir gelecek için bir araya gelerek mücadele etme günüdür.
Gün; Denizlerin, Erdal Eren’in, Ankara’da kaybettiğimiz arkadaşlarımızın bayrağını daha ileri taşıma günüdür.”
Erdal Eren in idamdan önce ailesine yazdığı son mektubu Emek Genci Ruken Ertaş okudu. Mektubun sonunda, çevrede bulunan yurttaşların yüzlerinde biriken öfke, mektubun okunmasının bitmesi ile alkışa dönüştü.
