Antalya Sokakları Özel – Darbe anayasası ürünü YÖK’ün kuruluş yıldönümünde Akdeniz Üniversitesi’nde, öğrencilerin demokratik hakları engellenerek kampüste gerçekleşecek basın açıklamasına izin verilmeyip 8 öğrenci gözaltına alındı. Gözaltına alınan öğrencilerden Öğrenci Kolektifleri üyesi Gözde Ayna, bu protesto eyleminin en çok konuşulanı oldu. Gözaltına alınacağı sırada kurtulan Gözde, kaçarken rektörlük önündeki havuzun içine girmesiyle yere kapaklandı ancak yılmadı kalkıp koşmayı sürdürdü, taa ki polis saçlarından tutup şiddet uygulayana kadar. Sosyal medyada da, ana akımda da çokça konuşulan bu olayın detaylarını Gözde’den dinledik;
“6 Kasım’da YÖK’ün kuruluş yıldönümü sebebiyle her sene düzenlenen bir protesto eylemi vardı. Bu sene de yemekhane önünde toplanıp Rektörlüğe yürüyecektik. Rektörlüğe yürümeye başladığımızda, güvenlik ve polis yolu trafiğe kapattığımızı söyledi. Ama zaten çevik yola dizilmiş yolu polislerin kendisi kapatmıştı. Bize bu şekilde yürümememiz için saçma nedenler sundular. Güvenlik ile konuşmaya çalıştık. Güvenlik zincir yapıp önümüze geçti. Biz de açıklamamızı burada yapalım dedik. ÖGB hayır yapamazsınız deyince arbede çıktı ve TOMA hemen su sıktı.
“Arbede sırasında bir arkadaş yere düştü. Polis saldırısında biz Olbia’ya doğru kaçmaya çalıştık. Olbia girişinde pankartı tutarken, polisin ‘alın alın bunları’ demesi üzerine, üzerimize coplarla koşmaya başladılar. Pankartı ben ve diğer arkadaş tuttuğu için biz polise daha yakın noktadaydık. O sırada koşarken polisin kalkanı ile beni iteklemesi sonucu ben yere düştüm. Yere düşünce arkadaşım darbe alacağımı düşünerek üzerime kapandı.”
“YA HAVUZA ATLAYACAKTIM YA DA POLİS TEKME TOKAT DÖVECEKTİ”
“Polis bizi çembere aldı, bize yardım etmek isteyen bir arkadaşla, çemberin dışında kalan başka bir arkadaşı bir şey yapmadığı halde gözaltına aldı. Üzerime kapanan arkadaşla birlikte beni gözaltına almak için götürürken beni tutan polis olmayınca ben de kaçtım. Kaçarken bir araç önüme çıkınca, ya benim havuza atlamam gerekiyordu ya da arkamdaki polisin beni tekme tokat dövmesi gerekiyordu.
“KATİLLERDEN KAÇABİLDİĞİMCE KAÇARIM”
“Ben de bu durumda havuza atlamayı tercih ettim. Havuz beklediğimden daha derin çıktı. Havuzdan çıkmayı da başardım. Havuzdan çıkınca koştum, ama üzerimdekilerin ağırlığıyla tempom düştü o sırada zaten polisler geldi. Önce saçımdan çekti. Saçımdan çekince de kaçamadım. Diğer polis gelince neden kaçtığımı sordular bende ‘Katillerden kaçabildiğimce kaçarım!’ deyince kolumu çevirip arkamdan baskı uyguladı. Daha sonra gözaltı aracına bindirildik”
“ERKEK ARKADAŞININ YANINDA GÖZALTINA ALINMAK İSTEYEN KIZ ÖĞRENCİ (!)”
‘Erkek arkadaşının yanında gözaltına alınmak isteyen kız öğrenci’ şeklinde haber yapıldı. Bir kere yoldaşlık ilişikisinden gelen bir şeydi bu. Yoldaşını orada bırakmadı. Bana vurmalarını istemeyip şiddete maruz kalmamı engelledi. Ben onunla gözaltına alınmak istemedim tam tersine, o şiddeti engellemek için gözaltına alındı. Sadece o değil daha sonra çembere gelen kadın arkadaş da bana yardım etmek isterken gözaltına alındı. Üzerime kapanan arkadaşım olmasaydı o kadın arkadaşım yanımda olacaktı. En çok sinirimi bozan ‘erkek arkadaşının yanında gözaltına alınmak isteyen kız öğrenci’ şeklinde verilmesiydi. Kız değil, kadın öğrenci.
Orada iki erkek olsaydı ve yine üzerine kapansaydı medya bunu ‘arkadaşıyla gözaltına alınmak istedi’ diye vermeyecekti. Arkadaşını korudu denilecekti. Bir nevi kadınları geri plana atmaya çalışıyorlar. Bir nevi kadınların korunmaya ihtiyacı var gibi gösteriyor. Ama o arkadaş kim olsa bunu yapcaktı. Yoldaşının darbe almasından şiddet görmesinden korumak için yapılan bir şeydi.
“HAVUZ MEDYASI HAVUZA MERAKLI: OLAYIN İÇİNİ BOŞALTIYORLAR”
“Medyada da daha çok benim havuza girmemi komikleştirmek, içini boşaltmak için böyle bir şey yapıldı. Neden medyada polis saldırısı değil de benim havuza atlamam gösteriliyor. Ve neden İstanbul’daki polisin yaptıklarını değil de küçük bir kısmını gösteriyor. İstanbul’daki YÖK protestosundan gözaltına alınan arkadaşları otobüse bindirip gaz sıkılıp kapıları kapatıp zehirlemeyi amaçladılar ve bunları değil de sadece benim havuza atladığım kısım gösteriliyor. Havuz medyası dediğimiz de havuza meraklı oldukları için havuzu gösteriyorlar.”
Haber: Pelin İktüeren
