KENT KÜLTÜR-SANAT MANŞET ÖZEL HABER

Yekta Kopan: “Harika yazarlarımız var; bir kısmı içeride olsa da”

Muratpaşa Belediyesi’nin İletişim Bilimci Prof. Dr. Ünsal Oskay anısına düzenlediği Popüler Kültür Konuşmaları etkinliğinde konuşan Yekta Kopan; “Ben iyi bir edebiyat ülkesi olduğumuzu düşünüyorum, harika yazarlarımız var bir kısmı içeride olsa da” dedi.

Antalya Sokakları –  Muratpaşa Belediyesi’nin ‘Her şeyden Biraz’ başlıklı ilk Popüler Kültür Konuşması; ünlü şair Küçük İskender, yazar ve televizyoncu Yekta Kopan, siyaset ve iletişim sosyolojisi çalışmaları ile bilinen akademisyen Serdar Taşçı’nın katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte konuşan Yekta Kopan; “Türkiye edebiyatının oldukça nitelikli olduğunu düşünüyorum; bu coğrafyanın edebiyatı bu coğrafyanın diliyle yapılır, bu coğrafyanın edebiyatçıları da bu dili çok da iyi kullanır. Ben iyi bir edebiyat ülkesi olduğumuzu düşünüyorum, harika yazarlarımız var; bir kısmı içeride olsa da” dedi. Bu sözlerin ardından salondan alkış sesleri yükseldi.

Muratpaşa Söyleşileri kapsamında dün Muratpaşa Belediyesi Kültür Salonu’nda gerçekleşen “Popüler Kültür Konuşmaları” etkinliği İletişim Bilimci Prof. Dr. Ünsal Oskay anısına gerçekleşti. Popüler Kültür’ün tartışıldığı, edebiyata, özgürlüğe, sanata ve hayata dair pek çok şeyin konuşulduğu etkinliğe çok sayıda Antalyalı katıldı. Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal da etkinliği izleyenler arasındaydı.populer-kultur-5

“POPÜLER KÜLTÜR ÇÖPLÜKTÜR”
Popüler Kültürü çöplük olarak niteleyen Yekta Kopan, Kürk Mantolu Madonna tartışmalarına atıfta bulunarak; “Bu kültür algısı bir cehalet öyküsünün sonucu olarak ortaya çıkıyor. Bu ülke özellikle son 4-5 yıldır, üniversite mezunu olmadan başarıya ulaşmış insanların başarı hikayelerinin kutsandığı bir yer halini aldı.  Cahilliği öven ve cahilliği sadece bir ekonomik sınıfa ait gören iki görüşün çatışmasının  bir çok nüvesi kültür sanat camiasına yayıldı” dedi.

“ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ KİMSENİN TANIMLAMASINA İZİN VERMEYİN”
“Bugün özellikle yaşadığımız coğrafyada ve yaşadığımız ülkede temel sorunlardan birisi özgürlük” diyen Kopan, sözlerini şöyle sürdürdü;  “Özgürlüğümüzü tanımlanmaya başladık. Sanatın en sıkıntılı yanlarından biri şu; özgürlüğün tanımlanmaya başlandığı anda sanat da tanımlanmış, çerçevelenmiş bir alana dönüşür. ‘Gerçeklikteki koşulları, çoktan belirlenmiş olan bir durumda özgürlük boş bir iddiaya dönüşür’ der Adorno. Bu noktadan sonra özgürlük artık kelimeye dönüşür, artık hiç yaşayamayacağımız bir şeye dönüşür, bir hayale dönüşür, hayal içi boş bir şeye dönüşür. Özgürlüğünüzü sınırlamayın, sınırlamamak için tanımlamayın, tanımlamamak için birilerinin onu tanımlamasına izin vermeyin”.

“KENDİMİZİ POPÜLER KÜLTÜR İKONU GİBİ HİSSETTİĞİMİZ ANLAR OLUYOR”
“Popüler kültürü geliştiren şey, bana göre halkın kendisi. Yani bir sanatçının ortaya koymuş olduğu bir kavram değil.” diyen şair Küçük İskender Oscar Wilde’ın sözünü hatırlatarak; “Kamuoyu bir sanatçıya ne kadar çok değer verirse, sanata o kadar az değer vermeye başlar. Çünkü orada artık halkın beklentileri sanatla ilgili değil. Çoğunu biz de bire bir yaşıyoruz. Mesela bir panel oluyor, bir imza oluyor; bizi seven, takip eden insanlar geliyor kitap imzalatıyorlar, fotoğraf çektirip gidiyorlar. Aslında sizin yazdığınız öykü, roman, şiirle çok bire bir ilgileri yok. Belki de var ama o anki temasta çok belirleyici olmuyor. İşte o zaman siz de kendinizi popüler kültür figürü gibi hissediyorsunuz”.populer-kultur-6-kucuk-iskender

“KAOSTAN ÇOK ŞEY ÇIKAR; ÇOK SANAT YAPILIR”
Soru cevap kısmında “Türkiye’yi 10 yıl sonra nerede görüyorsunuz” sorusu üzerine konuşan Küçük İskender; “Bu ülkenin beni şaşırtacağını düşünüyorum. Dünyanın bir çok yerinde şiirin çok önemsenmediğini gördüm, ama biz bir etkinlik yaptığımız zaman ya da kitap fuarına gittiğimiz zaman, diğer şair dostlarıma da baktığımda ciddi kuyruklar oluyor, öyle tek tük değil. Kitaplar imzalatıyor insanlar, e ben niye umudumu keseyim bu memleketten. Zaten gidecek başka bir yerim de yok. Ama açıkçası burada kalmayı, hem mücadele etmeyi hem keyfini çıkartmayı, korkuysa korku değil yüzleşmeyi, mücadeleyse de mücadele etmeye devam edeceğiz. Bence her şeyden önce mücadele eden insanlar olacak. Hem olumlu anlamda hem olumsuz anlamda. Bu da kavga diyorsak; kavga kaotik bir ortamdır ama bu kaostan çok şey çıkar. Çok sanat yapılır, o yüzden de çok umutluyum” dedi.

PROF.DR.ÜNSAL OSKAY KİMDİR?

cu9qdrbxeaaarig1939’da Şanlıurfa’da doğan Oskay, üniversite eğitimini Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde (Mülkiye) tamamladı.

1967-68’de ABD’de yüksek lisans eğitimini iletişim üzerine aldı.

Akademik yaşamına 1970’lerde Mülkiye’de Basın Yayın Yüksek Okulu’nda başladı. Doçentlik tezi çalışmasının başlığı “19 Yüzyıldan Günümüze Kitle İletişimin Kültürel işlevleri”ydi.

Varlık, Argos, Gergedan ve Milliyet Sanat dergilerinde çok sayıda makale ve inceleme yayımladı.
Yazıları, çevirileri ve incelemeleriyle, Frankfurt Okulu’nun ve Alman Marksist sanat düşünürlerinin Türkiye’de tanınmasına öncülük edenlerden biri oldu.

1980’lerden başlayarak İstanbul Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda derseler verdi. Daha sonra, Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Televizyon Bölüm Başkanlığı ve 2000-2002 arasında İletişim Fakültesi Dekanlığı yaptı. 2002’de aynı üniversiteden emekliye ayrıldı.

Prof. Dr. Oskay, Kültür, Beykent ve Yakın Doğu gibi özel üniversitelerde de öğretim üyeliği yaptı, idari görevler üstlendi.

İletişim ve toplumbilim alanlarında birçok eser veren ve yıllarca öğretim üyeliği yapan Prof. Dr. Ünsal Oskay, 18 Ekim 2009’da İstanbul’daki evinde hayatını kaybetti.

Eserleri

– 19 yy.dan Günümüze Kitle İletişimin Kültürel İşlevi ( Kuramsal çalışma)

– Kitle Haberleşme Teorilerine Giriş
– Toplumsal Gelişebilmede Radyo Televizyon

– Çağdaş Fantazya – Bilimkurgu ve Korku Sineması
– Estetize Edilmiş Yaşam (Walter Benjamin üzerine derleme)
– Müzik ve Yabancılaşma
– İletişim’in ABC’si (İletişmin temelleri üzerine kaynak eğitim kitabı)

– Yıkanmak İstemeyen Çocuklar Olalım (Kuramsal denemeler)

– Tek Kişilik Haçlı Seferleri (Denemeler) (Kaynak:bianet)

Haber:Pelin İktüeren

*Fotoğraflar Muratpaşa Basın’dan geçildi.

Benzer Yazılar