Antalya Sokakları – Geçtiğimiz gün düzenlenen ‘FETÖ’ operasyonu ile gözaltına alınan avukatlara Gazeteci İsmail Saymaz ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’ndan destek geldi. Metin Feyzioğlu avukatların mesleki faaliyetleri kapsamında gözaltına alınmaması gerektiğini vurgularken, İsmail Saymaz ise üç avukatın muhalif eksiltme olduğunu söyledi.
BU BİR MUHALİF EKSİLTMEDİR
Şirin Payzın’ın sunduğu Ne Oluyor? programına katılan Gazeteci İsmail Saymaz “Antalya’da önceki gün Fethullah Gülen yapılanmasının mensubu olduğu iddiasıyla 25 avukatın gözaltına alınması hadisesi oldu. Üç tanesi Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi. ÇHD Genel Başkan yardımcısı Münip Ermiş, Lider Tanrıkulu ve Hakan Evcin gözaltına alındı. Ben biliyorum bu üç isimde sol görüşlere sahiptir.” ifadelerinde bulundu. Bu operasyonun muhalif kesimlere arşı olduğunu belirten İsmail Saymaz “Münip Ermiş’i yakından tanırım, Münip Ermiş’in ‘FETÖ’cü olma ihtimali Karl Marx’ın ‘FETÖ’cü olma ihtimaline denktir. Münip Ermiş kimdir dediğinizde. Nerede bir faili meçhul cinayet var, nerede bir polis şiddeti varsa, nerede bir hak ihlali varsa, Antalya olması gerekmiyor yurdun herhangi bir yerinde o mahkemede kapıda biten hak savunan bir adamdır. Ve şuan gözaltında, ne hakkınız var sizin buna. Münip Ermiş’in ne alakası var ‘FETÖ’yle. Kaldı ki avukatların gözaltına alınmasını protesto eden İzmir’de ÇHD üyesi avukatlar gözaltına alındı bugün. Böyle bir hukuk düzeni var mı? Münip Ermiş ancak yapacağınız hukuksal mücadelede destek sağlayacak biridir. Münip Ermiş’i ne diye katıyorsunuz oraya. Katılmasının sebebi ancak muhalif eksiltme olabilir.” dedi
AVUKATLAR MESLEKİ FAALİYETLERİ SEBEBİYLE GÖZALTINA ALINMAMALI
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise, Antalya’da gözaltına alınan avukatlar için Antalya Adliyesi’ne gelerek Başsavcı Ramazan Solmaz’ı ziyaret etti. Ziyaretinin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Feyzioğlu, “Avukatların mesleki faaliyetleri kapsamında hiçbir şekilde soruşturmaya, baskıya ve ceza davasına tabi olmaması gerektiğini” söyledi. Feyzioğlu, “bir avukatın savunduğu kişi ya da şirket dolayısıyla idari ve adli soruşturma ve baskıya maruz kalması durumunda linç kültürünün başlayacağını” belirtti.
Herkesin savunulmaya hakkı olduğunu belirten Metin Feyzioğlu, insanlık tarihinin haklıyı haksızdan tek ayırma yönteminin adil yargılama olduğunu söyledi. Adil yargılamanın olabilmesi için de vatandaşın kendini savunan bir avukata ihtiyacı ifade eden Feyzioğlu, “OHAL kapsamındaki soruşturmalarda, eğer meslektaşlarımız önceki dönemlerde ‘falancayı neden savundun’ diye suçlanmaya başlanırsa bu bambaşka bir yere gider. OHAL sonrasında da bazı meslektaşlarımızın tedirginlik duyduklarına dair bildirimler geliyor. ‘Acaba savunursam başıma bir şey gelir mi’ diye. Bizim titizlikle üstünde durulması gerektiğini düşündüğümüz şudur. Gözaltına alınan avukatlar mesleki faaliyetleri nedeniyle suçlanmamalı. Eğer böyle bir bilgi iddia sebebiyle bu dosya kapsamına alınmışlarsa bunların bir an önce ayıklanması ve derhal özgürlüklerine kavuşturulmasını istiyoruz” dedi.
“HAKLIYI HAKSIZDAN, SUÇLUYU SUÇSUZDAN AYIRMAK ZORUNDAYIZ”
OHAL’den sonra insan hakkı ihlalleriyle sıklıkla karşılaştıklarını belirten Metin Feyzioğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Türkiye’de OHAL kapsamında yapılan adli ve idari işlemlerde insan hakkı ihlali sıklıkla gündeme geliyor. Biz bize ulaşanları incelemek üzere bir alt komisyon kurduk. Komisyonun hazırlayacağı raporu ilgili yerlere aktaracağız. El birliğiyle bu ülke için çalışmak zorundayız, hain terör örgütlerinin en çok isteği kurunun yanında yaşın da yanması. Biz biliyoruz ki sayılar kontrolden çıksın ve kendi suçları masumlarla gölgelensin diye organize bir şekilde ihbarlarda bulunmaktadır. Adliyelerin işi kolay değil, avukatların işi hiç kolay değil. Biz haklıyı haksızdan, suçluyu suçsuzdan ayırmak zorundayız.”
