SOKAK YAZILARI

Suriyeli Ahmet’in katilini tanıyoruz! – Nevzat Onur Bardakçı

Ahmet ve 4 kardeşi Ayşe, Şem, Saliha, Abdullah ile 2014 yazında Kepez Halkevi Yazokulu’nda tanıştık. Antalya’da mahalleli çocuklarla yapacağımız ilk Yazokulu’nu onlar da duymuş veya komşuları tarafından haberdar edilmişlerdi.

10 yaşındaki Ahmet, Suriye’de yıllardır süren savaştan Türkiye’ye kaçıp, Antalya’ya yerleşen 6 çocuklu bir ailenin en büyüğüydü.

Bu savaş ona, çalışmak zorunda olan anne ve babasının ilgilenemeyeceği kardeşlerini koruma sorumluluğunu vermişti.

Dilini bile bilmediği farklı bir ülkede, sırf Suriyeli oldukları için dışlanmalarına, hor görülmelerine rağmen kardeşleriyle birlikte bir umuda bağlanmışlardı: Yaşamak.

Bizlerin, Antalya’da yaşayan veya üniversitede okuyan yazokulu gönüllüleri olarak, ilk deneyimimizi yaşayacağımız Kepez Halkevi Yazokulu’nda, ‘fidanlar özgürce ağaç olabilsin diye’ temennisiyle aldığı sorumluluk, savaş mağduru Suriyeli çocukların da katılmasıyla barış, kardeşlik ve yaşamak vurgusuyla daha da artmıştı.

Yazokulu, dilini ve neyi nasıl öğreteceğimizi bilmediğimiz Suriyeli çocuklara umut olmuştu. Mersin, Tarsuslu Arap Alevisi bir üniversiteli gönüllü vasıtasıyla kısmen iletişim kurabildiğimiz çocukları, oyunlara, koroya ve dans etkinliklerine katmıştık.

Suriyeli sğınmacılardan rahatsız olan ailelerinden etkilenen çocuklara, kardeşliği, birlikte yaşamayı öğretmiştik. Kepez’li çocuklarla Soma için, savaş karşıtı resimler çizerken, koroda hep bir ağızdan çocuk şarkıları söylerken, utanıp bir köşede de olsa dans ederken Ahmet, Ayşe, Şem, Saliha, Abdullah hep yanıbaşımızdaydı.

Ankara Katliamı’nın yaralarını henüz sarmamış, acımızı içimize atmış, mücadeleye kaldığımız yerden devam etmek için döndüğümüz Antalya’da mahallemize geldiğimizde tesadüfen(!) öğrendik Ahmet ve ailesinin de geri döndükleri Suriye’de öldüğünü.

Evlerine isabet eden bombayla ailenin tamamı katledilmiş. Gözlerinin içindeki umudu unutmadığımız çocukların, aynı savaşın bombasıyla öldürüldüğünü öğrendiğimizde, Ankara’daki patlamanın izi kulağımızdan silinmemişti.

Şam’da namaz kılma hedefiyle kışkırtılıp, cihatçı çeteler eliyle işlenen katliamlarla derinleşen savaş başlayalı yıllar oldu. Binlerce insanın katledilmesinin sorumlularının, kendi eliyle başlattıkları savaşın yarattığı ve yaralarını sarmak için kabul ettikleri(!) Suriyeli göçmenlerdendi Ahmet ve ailesi.

Şanssızlık o ki göçmenleri kabul eden genelgede yer almayan bir ile (Antalya) göçmüşlerdi. Yeni bir yaşam umuduyla kaçıp geldikleri yerde eğitimden sağlığa hiçbir temel ihtiyaç hizmetten yararlanamadılar. Suriye’deki ölüm korkusu, Türkiye’de yaşam korkusuna dönüşmüştü.

Türkiye’deki yaşam koşullarını görünce, savaştan kaçarak terk ettikleri ülkelerine, daha iyi yaşama umuduyla döndüler. Döndüklerinde hayatlarını kaybettiler. Ahmet ve kardeşlerinden geriye ise, Yazokulunda paylaştığımız umut dolu, yaşam dolu günler kaldı.

Ahmet’in katili, Suriye’deki savaşı körükleyen, cihatçı çetelere her türlü desteği sunan, bu çocukları evlerinden eden, Türkiye’ye sığındıklarında onlara yaşama şansı vermeyen, Avrupa’ya kaçak yollardan gitmeye çalışırken veya geri döndükleri ülkelerinde ölmelerine sebep olanlardır.

Ahmet’in katilini tanıyoruz!

* Nevzat Onur Bardakçı
Kepez Halkevi üyesi

Kaynak: Sendika.org

Benzer Yazılar