İçeriğe geç
Ana sayfa » MANŞET » SOKAK » TOPLUMSAL CİNSİYET » KADIN » Antalyalı Kadınlar: Yaşamak İstiyoruz

Antalyalı Kadınlar: Yaşamak İstiyoruz

    Antalya Sokakları – Antalyalı Kadınlar, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde (Bugün) Güllük Aydın Kanza Parkı’ndan Cumhuriyet Meydanı’na yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirerek kadına yönelik baskı, şiddet, taciz ve tecavüzü protesto etti. Antalya Kadın Platformu’nun çağrısıyla düzenlenen basın açıklamasında Mirabal Kardeşler anılırken,  hükumetin kadın düşmanı ve gerici politikalarına, cinsiyetçi müfredata ve çocuk istismarına  değinildi. Basın açıklaması öncesi Aydın Kanza Parkı’nda toplanarak Cumhuriyet Meydanı’na yürüyen kadınlar, ”Susmuyoruz, korkmuyoruz, biat etmiyoruz” diyerek yürüdü.

    AKP-MHP ERKEK İKTİDARI ISRARLA KADINLARIN MÜCADELESİNE KARŞI

    25 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nde diktatöre karşı mücadele yürüttükleri için  katledilen üç kız kardeş Patria, Minerva ve Maria Mirabel’i anan kadınlar, 2017 yılı boyunca yaşanan şiddet vakaları ve kadın mücadelesine dönük saldırılara şu şekilde değindi: ”Her 25 Kasım daha fazla erkek şiddetine, cinsel taciz ve tecavüze, çocuk
    istismarına kadın kırımına varan cinayetlere, bizi yoksullaştıran politikalara,
    savaşa ve sömürüye maruz bırakılıyoruz.
    Kadın cinayetlerini önlemek için hiçbir politika üretmeyen AKP-MHP
    erkek iktidarı ısrarla kadınların mücadeleyle kazandığı İstanbul Sözleşmesini,
    6284 sayılı yasayı, toplumsal cinsiyet eşitliği, nafaka hakkı, eşit temsiliyet
    kazanımlarını yoketmeye, çocuk istismarını meşrulaştırmaya çalışıyor.
    Dün olduğu gibi bugünde haklarımıza ve hayatlarımıza sahip çıkıyoruz, ne
    bugün ne yarın kazanımlarımızdan vazgeçmeyeceğiz.”

    ERKEK YARGISI, ARTIK SADECE HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİYLE YETİNMİYOR

    Son yıllarda kadın cinayetleri, taciz ve tecavüz davalarına bütün olarak
    bakıldığında, cezalardaki indirim gerekçeleri (kravat takmak, iyi hal ..gibi )tam
    da iktidarın, kadınların yaşamı üzerindeki gerici söylemleri erkek adaletinin
    kendini var etmesini yukardan aşağıya desteklemektedir.

    İntihar süsü verilmeye çalışılan cinayetler ancak sosyal medya tepkisiyle
    gündemleşebiliyor. Bununla birlikte deliller karartılıyor, tehditle tanıklar
    susturulmaya çalışılıyor, mahkemelerde katledilen kadınlar yargılanıyor. Şule
    Çet, Rabia Naz ve Nadira Kadirova cinayetlerinde yaşanan tam da budur.
    Erkek adaletsizliğine karşı gerçek adaleti savunmaya, yanyana gelerek
    acımızı öfkeye, öfkemizi ve isyanımızı sokaklarda, adliye koridorlarında
    haykırmaya devam edeceğiz.

    KRİZ BAHANESİYLE İŞİMİZ, GÜVENCEMİZ ELİMİZDEN ALINIYOR

    Ucuz ve güvencesiz çalışma alanlarında kadınların kölelik koşullarında çalışmak
    zorunda bırakıldığını vurgulayan kadınlar açıklamalarına şöyle devam etti: ”Akp-Mhp iktidarının rant ve savaş ekonomisi ile yarattığı kriz biz kadınları sadece yoksullukla vurmuyor.Kriz bahanesiyle işimiz, güvencemiz elimizden alınıyor. Kriz koşullarında yaşamını sürdürme imkanı olmayan kadınlar evdeki şiddete katlanmak zorunda bırakılıyor. Krizi biz yaratmadık, bedelini de biz ödemeyeceğiz.”

    “VARDIK, VARIZ, VAROLACAĞIZ”

    Tüm dünyada kadınlar, yoksulluğa, baskıya, şiddete karşı sokaklarda
    özgürlük mücadelesi veriyor. Şili’de, Lübnan’da, Bolivya’da İran’da sokaklarda
    direnen tüm kadınlara selam olsun diyerek basın açıklamasını bitirdi.

    Basın açıklamasından sonra 2019 yılında katledilen kadınların hikayelerinin yer aldığı kısa metinler okundu.