Antalya Sokakları – Emek ve Demokrasi Güçleri, bugün görülen ve 16 kişinin “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya teşebbüs” iddiasıyla yargılandığı Gezi Direnişi davasına ilişkin basın açıklaması gerçekleştirdi.
KESK MYK üyesi İlhan Yiğit yaptığı konuşmasında “Gezi bu ülkenin onurudur. Gezi bu ülkenin güler yüzlü aydınlık dolu insanların geleceğidir. Gezi AKP’nin ilk kırılma noktasıdır.” dedi.
Attalos Meydanı’nda gerçekleşen açıklamayı Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk okudu. Açıklamada “Gezi direnişi ve sonrasında bu kirli yöntemlerin hepsi devreye sokulmuş, AKP’nin kutuplaştırıcı, her şeyi metalaştıran, saldırgan neo liberal politikalarına toplumsal bir tepki olarak ortaya çıkan Gezi dış mihraklara bağlanmaya çalışılmış, o bilindik söylem seferber edilmiştir. Gezi direnişinin parçası olan herkes AKP iktidarının hedefi haline gelmiş; iktidar ve yandaş medya, direnişi destekleyen sanatçı, aydın, yazarlara dönük linç kampanyası yürütmüştür. Bugün duruşmalarına başlanan Gezi davası da bu kampanyanın bir parçasıdır ve linç devam ettirilmek istenmektedir.” denildi.
Açıklama “Gezi, yaşam tarzına müdahaleye, inşaat adı altında dayatılan betonlaşmaya ve kentlerimizin ruhsuzlaştırılmasına, kültüründen, tarihinden koparılmasına, bitmek bilmeyen baskılara karşı bir dip hareketi, bir demokrasi çığlığıdır.” şeklinde devam etti.
Kadir Öztürk açıklamada “Gezi; Ethem Sarısülük’tür, Medeni Yıldırım’dır, Ali İsmail Korkmaz’dır, Abdullah Cömert-Ahmet Atakan- Hasan Ferit-Mehmet Ayvalıtaş’tır. Gülüşü gaz fişeğiyle solan Berkin Elvan’dır Gezi.” şeklinde belirtirken”Bugün Silivri’de başlayan duruşma Gezi’nin de talepleri olan barış, demokrasi, özgürlük, eşitlik, doğa ve yaşam tarzlarımıza müdahale edilmemesi gibi taleplerimize karşı iktidarın bu taleplerimizi kriminalize etme girişimidir. Anayasal bir zeminde, meşru olarak gerçekleştiği daha önce verilen yargı kararlarıyla tescil edilen Gezi Direnişi, hukuka ve gerçeğe aykırı bir iddianameyle karalanmaya, temel hak talepleri suç unsuru gibi gösterilmeye, barışçıl direniş, tarihsel ve meşru gerçeklik çarpıtılmaya ve Gezi yeniden yargılanmaya çalışılmaktadır.” dedi.
GEZİ’Yİ YARGILAMAYA KİMSENİN GÜCÜ YETMEZ
“Gezi sürecine dair dava edilmesi, yargılanması gereken birileri varsa, amansızca ve kural tanımadan bu ölümlere ve yaralanmalara neden olanlardır. Bu emirleri verenler, koruyanlar, yargı sürecini sürüncemede bırakanlardır. Buradan bir kez daha çağrıda bulunuyoruz; bu ülkenin geleceğine sahip çıkan demokrasi ve özgürlük çığlığı olan Gezi’yi lekelemeye yönelik beyhude çabanızdan artık vazgeçin. O yüzden diyoruz ki Gezi yargılanamaz, hiçbir şekilde suç kapsamına sokulamaz, hakkında şaibe yaratılamaz! Ezilen-sömürülen-horlanan-aşağılanan- ötekileştirilen herkesin özgürlük, eşitlik çığlığı olan Gezi’yi yargılamaya hiç kimsenin gücü yetmez. Bizler eşitliğin, özgürlüğün, barışın, laikliğin, dayanışmanın imkânsız bir ütopya olmadığını gösteren Gezi direnişinin ışığında sömürüsüz, savaşsız, eşit, özgür bir gelecek için mücadeleyi sürdüreceğiz.”