SOKAK

Antalya L Tipi Hapishanesi’nde siyasi tutsaklara yoğun baskı var

Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasi tutsaklar, baskıların arttığını ve hiçbir talebin kabul edilmediğini belirterek, adli tutukluların kendilerine karşı kışkırtıldığını söyledi.

Antalya- Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan siyasi tutsaklar, artan saldırılara ilişkin gönderdikleri mektupla duyarlılık çağrısında bulundu. Baskı ve sindirme politikalarına maruz kaldıklarını ifade eden siyasi tutsaklar, cezaevi yönetiminin böl-parçala-yönet mantığıyla tutsaklar üzerinde tecrit uyguladığına değindi. Baskılara boyun eğmeyeceklerini dile getiren siyasi tutsaklar, cezaevi idaresi ile diyalog yollarının kapandığını ve cezaevi idaresinin sorunlarını çözmeyip, sorun çıkardığını dile getirdi.

Antalya Cezaevi’nde kalan siyasi tutsakların aynı bloklara kalmadığını ve bilinçli olarak adli tutsaklarla karşı karşıya getirilmek istenildiğini aktaran siyasi tutsaklar, en son 21 Mart günü adli koğuşlardan kendilerinin bulunduğu havalandırmaya cam bardak atıldığını ve iki tutsağın hafif yaralandığını kaydetti. Siyasi tutsaklar, “Tutanak tutulmasını istedik, fakat tutanak tutulmadığı gibi idare tarafından tehdit edildik. Kısacası cezaevi idaresi ‘ölümü göster sıtmaya razı et’ anlayışıyla bizleri sindirmeye çalışıyorlar. Bunu da adlilerin eliyle yapıyorlar. Bunu yapan ve yaptıran da Cemal Yılmaz adında Erzurumlu faşist bir başgardiyandır. Bu başgardiyan bulunduğumuz bloğun sorumlusudur; daha önceleri bir iki kere bizzat kendisi bize saldırmıştı. Basında teşhir olunca şimdi de adli mahkûmlar eliyle bunu yapıyor ve yaptırıyor. Bize karşı yapılan bu saldırıları cezaevi idaresi organize ediyor. Açıkçası can güvenliğimiz yoktur. Burada başımıza bir şey gelirse bundan bizi ısrarla bu blokta tutan ve bu konudaki taleplerimize kulaklarını tıkayan cezaevi idaresi sorumludur” denildi.

‘SİYASİ ÇOCUK TUTSAKLARIN CAN GÜVENLİĞİ YOK’
Koğuşların ziyaret ve telefon günlerinin aynı gün ve saatte olmasını isteyen siyasi tutsaklar, kaldıkları koğuşların kapasitesinin 28 kişilik olmasına rağmen koğuşta 38 kişinin kaldığını aktardı. Siyasi tutsaklar, “Her koğuşta 10 arkadaşımız yerde yatmaktadır. Bu da sağlık sorunlarına sebebiyet vermektedir. Üçüncü bir koğuşun açılması zaruri bir ihtiyaçtır. Talep etmemize rağmen cezaevi idaresi ısrarla bu talebimizi reddediyor. Siyasi davadan tutuklanan 18 yaşından küçük arkadaşlarımız adlilerin bulunduğu koğuşlara dağıtılmışlardır. Siyasi kimliklerinden dolayı can güvenlikleri bulunmamaktadır. Bu durumun infaz yasasında da yeri yoktur. Suç ve ceza durumlarına göre ayrı ayrı koğuşlara yerleştirilmeleri gerekiyor. Ancak cezaevi yönetimi burada suç işliyor. Onların başına bir şey gelirse; onları adli koğuşlara yerleştiren ve ‘size ne için geldiniz derlerse hırsızlıktan geldik’ demelerini isteyen cezaevi idaresi sorumludur. Siyasi davadan tutuklanan 18 yaşından küçük arkadaşlarımıza bir koğuş açılmasını ve açılacak koğuşlara yerleştirilmesini istiyoruz. Antalya’da yapılan son operasyonda tutuklanan 9 arkadaşımız halen koğuşlara verilmedi. Müşahedede sağlıksız koşullarda tutulan arkadaşlarımızın durumundan endişe ediyoruz” diye kaydedildi.

‘KELEPÇELİ MUAYENEYE SON VERİLMESİNİ İSTİYORUZ’
Tutsaklara gönderilen kitapların cezaevi idaresince el konulduğunu ve kendilerine 7 kitap sınırlandırılması getirildiğini aktaran siyasi tutsaklar, Adalet Bakanlığı tarafından her tutsağa hak olarak tanınan “sosyal ve sportif aktivitelere katılma” haklarının engellendiğini, haftalık 10 saat olan haklarının verilmediğini ve bu haklarını kullanmak istediklerini belirtti. İki haftada bir revire çıkarıldıklarını bazen ise ayda bir çıkarıldıklarını aktaran siyasi tutsaklar, acil olan tutsakların hastaneye sevklerinin yapılmadığını hap verilerek ve iğne vurularak geçiştirildiğini kaydetti. Hastaneye sevk edilen tutsakların ise kelepçeli muayene dayatıldığını ve bu dayatmayı kabul etmeyen tutsakların tedavi edilmediğini aktaran siyasi tutsaklar, “Buda ruh ve beden sağlığımızın bozulmasına sebep oluyor. Talebimiz Şudur; Haftada en az iki sefer revire çıkarılmayı istiyoruz. Muayenenin başgardiyanın odasında değil; kurum revirinde ve usulünce yapılmasını istiyoruz. Hastane sevklerinin daha erken yapılmasını istiyoruz. Ayrıca kelepçeli muayeneye son verilmesini istiyoruz” diye kaydetti.

‘KİŞİSEL TEMİZLİĞİMİZİ YAPAMIYORUZ’
Dilekçelerine cevap verilmediğini ve kendilerine gelen mektupların keyfi bir şekilde kendilerine verilmediğini aktaran siyasi tutsaklar, mektupların kendilerine verilmesini istedi. Tutsak aileleri tarafından gönderilen eşyaların tutsaklara verilmediğini anlatan siyasi tutsaklar, kendilerine cezaevi idaresince cezaevi kantininde eşyaların alınmasının dayatıldığını ve kantindeki eşyaların ise çok pahalı olduğunu ve alım güçlerinin olmadığını dile getirdi. Siyasi tutsaklar, “Haftada iki gün ikişer saat verilen sıcak su banyo ve çamaşır yıkama gibi temizlik ihtiyacımızı karşılamıyor. Nitekim her bir koğuşta 38 kişi kalmaktayız. Verilen iki saat sıcak su hepimize yetmemekte ve ihtiyacımızı karşılamamaktadır. Çoğu arkadaşımız banyo gibi temizlik ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Banyo ve temizlik ihtiyaçlarımızı karşılayabilmemiz için haftanın en az üç gün üçer saat sıcak su verilmesini istiyoruz” dedi.

‘TÜM KURUMLARA ÇAĞRI YAPIYORUZ’
Görüş saatlerinin 45 dakika olduğunu ve görüşe gelen ailelerin ise cezaevi idaresince mağdur edildiğini belirten siyasi tutsaklar, bazı tutsakların görüşçülerinin keyfi olarak görüşme yaptırılmadığına değindi. Siyasi tutsaklar, mektupta şunlara değindi: “Genel olarak personellerin tutumu çok provakatif, saldırganca ve küçük düşürücü yaklaşıyorlar. Ziyaret esnasında ailelerimize bağırıp çağırıyorlar, rencide ediyorlar. Onur kırıcı hareketlerde bulunuyorlar. Yine koğuşta yapılan rutin aramalar baskın tarzında yapılıyor. Eşyalarımız dağıtılıyor, kantinden kendi paramızla aldığımız eşyalarımız tahrip ediliyor, kullanılamaz duruma getiriliyor. Arama esnasında eşyalarımız bizden izinsiz gizliden alınıp götürülüyor, haberimiz olmuyor. Tutanakta tutulmuyor. Sonuç olarak; Belirttiğimiz bu sorunlar, biz siyasi tutuklular için ciddi ve hak gaspı anlamındadır. Yasal olarak bu haklarımızın ihlali keyfi ve hukuk dışıdır. Kurumunuzun bizim bu sorunlarımıza duyarlı yaklaşmasını bekliyor, bir heyetin gönderilmesini talep ediyor; durumun yerinde ve muhatapları ile görüşülüp incelenmesi için önemli ve değerli buluyoruz.”

Tutsaklar, “Gelişebilecek her türlü olumsuz durumdan taleplerimizi karşılamayan cezaevi idaresi sorumludur. Taleplerimiz makul ve karşılanabilir taleplerdir. Bugünden itibaren taleplerimiz karşılanmadığı müddetçe; açık-kapalı görüşlere, telefon görüşmelerine, ortak alanlara çıkmayacağımızı belirtmek istiyoruz. Bu taleplerimiz yerine gelmedikçe mevcut tavrımız boyutlanarak devam edecektir. Sizlerin de bu noktada duyarlı olmanızı ve kamuoyu oluşturarak baskı oluşturmanızı talep ediyoruz” diyerek duyarlı çağrısı yaptı.

Benzer Yazılar