Antalya’nın Gündoğmuş ilçesinde, dünyaca ünlü Uçansu Şelalesi’nin olduğu bölgede inşa edilmek istenen HES için yapılmak istenen ÇED toplantısı bastonlarıyla direnen köylülerin protestosu nedeniyle iptal edildi.
Antalya’nın Gündoğmuş ilçesine bağlı Kayabükü köyünde Alara ve Küçükçay üzerinde yapılması planlanan Hayat 1-2 Regülâtörü ve HES projesinin ÇED toplantısı köylülerin protestosu nedeniyle yapılamadı. 2010 yılında Antalya Valiliği’nin HES projesi için verdiği ÇED Gerekli Değildir kararına karşı köylüler dava açmış, yapılan bilirkişi incelemesinin ardından hazırlanan rapora dayanan Antalya 1. İdare Mahkemesi ise köylüleri haklı bularak Valiliğin verdiği kararı 2013’te iptal etmişti. Projeyi revize ederek yeniden ÇED süreci başlatan yüklenici firmanın başvurusunu kabul eden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, 8 Mayıs’ta Kayabükü köyünde halkı bilgilendirme toplantısı yapılacağını duyurdu. Toplantı saatinden önce Kayabükü köyü camii önünde toplanan yöre köylüleri, HES projesinin insanı ve doğayı yok saydığını öne sürerek toplantının yapılmasını engelledi. Jandarma eşliğinde köylüleri bilgilendirmeye gelen ÇED kuruluşunun ve ilgili kamu kurumlarının yetkilileri köylülerin protestosuyla karşılaşınca geri çekildi. HES’le ilgili yapıların inşa edileceği alanın bir kısmının Uçansu Şelalesi’ni de içeren doğal sit alanı olduğunu dile getiren köylülerden Musa Şanlı, “Sit alanı olduğu için vatandaş buraya çivi bile çakamıyor ama HES için santral binaları yapılacak. Proje sahasında insan yaşadığını unutmuşlar ama biz onlara burada insanların yaşadığını göstereceğiz. Bizi yok sayamazlar, biz halkız ve burada yaşıyoruz” diye konuştu.
ALARA ÇAYI KAYNAĞINDAN DENİZE KADAR HES KISKACINDA
Antik çağdan beri Alanya ile iç Anadolu’yu birbirine bağlayan geçit ve yolların üzerinde bulunan Alara Vadisi, zengin biyolojik çeşitliliğinin yanında Torosların bu bölgesinde yaşayan binlerce insane için de ekmek kapısı. Alara Çayının hayat verdiği vadi boyunca tarımsal üretim, hayvancılık ve arıcılık yapan yöre halkı ekmeğini buradaki suya borçlu. Ancak dünyaca ünlü Uçansu Şelalesi’ni de barındıran Alara Vadisi’nde kaynağından denize kadar 12 ayrı HES projesi inşa edilmek isteniyor.
YIKIMIN ADINI ‘HAYAT’ KOYDULAR, KÖYLÜLER YARGIYA BAŞVURDU
Bu projelerden biri olan Hayat 1-2 Regülâtörü ve HES projesi için Antalya Valiliği 2010 yılında ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdi. Ancak sahip olduğu iklim ve biyolojik zenginliği nedeniyle UNESCO tarafından dünyada yaşanabilir 100 yer arasında 19. sırada gösterilen Alara Vadisi’nde yaşayan köylüler Valiliğin bu kararını yargıya taşıdı. Köylüleri haklı bulan Antalya 1. İdare Mahkemesi, proje alanında yapılan uzman bilirkişilerin incelemesi sonrasında hazırlanan rapora dayanarak ÇED Gerekli Değildir kararını iptal etti.
KÖYLÜLER DAVAYI KAZANDIKLARINA SEVİNİRKEN BAŞA DÖNÜLDÜ
Vadideki bir başka HES projesine karşı da daha önce dava açan ve bu davayı da kazanan Kayabükü ve Köprülü köylüleri, sularını ve yaşam alanlarını korumak için yaklaşık 10 yıldır sürdürdükleri hukuki mücadele için 100 bin lira civarından yargı masrafını kendi aralarında toplayıp karşıladılar. Yargının verdiği iptal kararlarının ardından projelerin vadiden çekilmesini bekleyen köylüler geçtiğimiz ay Antalya Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün yayınladığı bir ilanla adeta şoke oldular.
ESKİ PROJEYE YENİ BİR ÇED SÜRECİ BAŞLATILDI
Yüklenici firmanın Hayat 1-2 Regülâtörü ve HES projesi için yeniden ÇED süreci başlatıldığını bildiren Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü, projeyle ilgili görüş ve önerilerin kuruma iletilmesi gerektiğini duyurdu. Ardından ise 8 Mayıs tarihinde hakkında yöre halkını bilgilendirmek amacıyla Kayabükü köyü camiinde ÇED (Halkın katılımı) toplantısı yapılacağı ilan edildi.
ÖNCE NAMAZ KILDILAR, ARDINDAN HES EYLEMİ YAPTILAR
Bunun üzerine Alara Vadisinde yaşayan köylüler, önceki gün öğleye doğru toplantının yapılacağı caminin önünde asılan dev Türk bayrağının altında toplanmaya başladı. Gündoğmuş’a bağlı Kayabükü, Köprülü ve Narağacı köylerinin yanı sıra Alanya ve Manavgat’tan gelen yöre halkının büyük çoğunluğunun yaşlı insanlardan oluşması dikkat çekti. Aralarında çok sayıda kadının da bulunduğu köylüler, “Su temel haktır, satılamaz” pankartının asılı olduğu cami şadırvanında abdestlerini alıp hep birlikte öğle namazlarını kıldılar.
YETKİLİLER JANDARMA GÖZETİMİNDE UZAKLAŞTIRILDI
Namazın ardından cami avlusunda toplanan köylüler, HES projesinin bölgeye vereceği zararları anlatan pankartlar eşliğinde toplantı heyetini beklemeye başladı. ÇED toplantısı heyetini keçi çanları ve teneke çalarak bekleyen ve toplantı alanına ulaşan yolu kapatan köylüleri ikna etmeye çalışan güvenlik güçlerinin çabası yeterli olmadı. Heyette bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkililerine HES projesini istemedikleri dile getiren köylülerin tepkisinin ardından toplantı heyeti jandarma gözetiminde araçlarına binerek alandan uzaklaştılar.
‘DEVLETİN GÖREVİ HAYATI ZORLAŞTIRMAK DEĞİL, İYİLEŞTİRMEK’
Böylece ÇED toplantısı iptal edilirken, Alara Vadisi köylülerinin barışçıl eylemi de olaysız şekilde sonlandı. Burada bir konuşma yapan Köprülü köyünden Mahmut Güven, 10 yıldır vadideki HES projelerine karşı uğraştıklarını belirterek şunları söyledi: “Bugün buraya projeyle ilgili bilgilendirme toplantısı yapmak için geldiler. Ama biz geçmişten bu yana bu projelerin toplantılarına halkın katılımını istemiyoruz. Çünkü bizi yok sayıyorlar. Burada bir kişi bile olumlu görüş verse projeyi yapıyorlar. Biz kendilerine buradaki bitki zenginliğini anlattık. Bu su yok olduğu zaman insanlar buradan göç etmek zorunda kalacak. Burada yaşamak kolay değil. İstiklal savaşında bu ülkeyi işgalden kurtaran şehit ve gazilerimiz ne kadar kahramansa burada ve bütün Toroslarda yaşayan insanlar da o kadar kahraman benim için. Devletin ve bütün yöneticilerin yapması gereken şey buradaki hayat koşullarını zorlaştırmak değil, iyileştirmek olmalı.”
‘PROJEDE BİRÇOK TEKNİK AYRINTI VAR ANCAK İNSAN VE CANLILAR YOK’
HES projesinde birçok teknik ayrıntının yer aldığını ancak yörede yaşayan insanların ve canlıların yaşamının yok sayıldığına dikkat çeken 73 yaşındaki Musa Şanlı da “Projede cebri borunun çapına kadar her ayrıntı var ama insan yok. ‘Burada insanlar yaşıyor, tarımsal üretim yapılıyor, balıklar, canlılar yaşıyor’ diyen yok. Sadece ekonomik kazanç öne alınmış, başka hiçbir şeye değer verilmiyor. Bunda kamu yararı var diye yeniden böyle bir projeyle karşımıza çıkıp geldiler. Biz de hukuki yolları teker teker takip edeceğiz ve bütün yöre köylüleriyle birlikte bu mücadeleyi yeniden kazanacağız. Bu su bizim hayatımız. Biz bu suyun yarattığı havayı teneffüs ediyoruz” dedi.
‘BİZİ YOK SAYAMAZLAR, BİZ HALKIZ VE BURADA YAŞIYORUZ’
HES’le ilgili yapıların inşa edileceği alanın bir kısmının Uçansu Şelalesi’ni de içeren doğal sit alanı olduğunu dile getiren köylülerden Musa Şanlı, “Sit alanı olduğu için vatandaş buraya çivi bile çakamıyor ama HES için santral binaları yapılacak. Proje sahasında insan yaşadığını unutmuşlar ama biz onlara burada insanların yaşadığını göstereceğiz. Bizi yok sayamazlar, biz halkız ve burada yaşıyoruz. Bizim devlete karşı gelmek gibi bir tavrımız yok ama kimsenin de bizim istemediğimiz bir projeyi zorla kabul ettirmeye çalışmasına müsaade etmeyiz. Bu mümkün değildir. Kanunun bize verdiği direnme ve protesto hakkımızı sonuna kadar kullanacağız” diye konuştu.
78 YAŞINDAKİ NAŞİDE NİNE: ‘BİZ BU DERENİN SUYUNU VERMEYİZ’
Protesto eylemi için HES’in etkilediği köylerden biri olan Köprülü köyünden gelen 78 yaşındaki Naşide Yıldırım ise tepkisini şu sözlerle dile getirdi: “Benim babam 12 sene askerlik yaptı. Atatürk’ün askeriydi. Çanakkale’de, Dumlupınar’da bu memleketi işgalden kurtarmak için savaştı. Memleketimizi işgalci Yunan ordusundan geri aldık. Ama şimdi bizim memleketimizi, suyumuzu elimizden alacağız diye uğraşıyorlar. Köylülerime ‘suyumuz almaya gelenleri bana bir gösterin, önlerine ölümü köseceğim’ dedim. Bu bastonu torunuma hususi yaptırdım. Bu bastonla karşılarına dikileceğim. Biz bu derenin suyunu vermeyiz, derelerimizi kurutturmayız. Ancak bizi öldürüp ondan sonra alabilirler. Bu memleket işgalci Yunan ordusunun elinden kurtuldu ama bunlar daha beter galiba. Biz 12 senedir HES’lere karşı mücadele yapıyoruz. Bizim köyümüz olan Köprülü’de karakolumuz oldu aldılar, belediyemiz, sağlık ocağımız oldu aldılar. Şimdi de suyumuzu almak, bizim hayatımızı iyice öldürmek istiyorlar.”
Haber: Yusuf Yavuz