KENT SOKAK SOKAK YAZILARI

Antalya’da ulaşım krizi üzerine notlar – Kutay Meriç

Antalya’da şehir içi ulaşımda aylardır bir kriz yaşanıyor. Büyükşehir Belediyesi ulaşım krizini çözmek için kimi girişimde bulundu. İlk olarak, ulaşım krizinin sorumlusu olarak gösterilen Ulaşım Daire Başkanı Nurettin Tonguç görevden alındı ve yerine Antalya’da Trafikten Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcılığı görevinde bulunmuş olan Nurettin Şengül getirildi. İkincisi ise Ulaşım Daire Başkanlığı bünyesindeki otobüs tamir ve bakımlarını yapan “kademe” özelleştirildi. Üçüncü olarak elli yeni otobüs alındı. Ulaşım krizini çözmek için atılan bu adımlar ne kadar yeterli olur? Krizin kaynakları neler?

Ulaşım krizi ve ulaşım emek

çileriUlaşım krizinin Ulaşım A.Ş ve Ulaşım Dairesinin ve belediyenin genel yönetimi ile ilgisine bakalım önce. Antalya’da ulaşım, çok bileşenli bir kamu hizmeti. Ulaşım A.Ş, Ulaşım dairesi, özel otobüsçüler odası, özel otobüs şoförleri derneği, belediye ulaşım hizmetlerinin bağlı olduğu sendikalar.

Muhittin Böcek’in seçildiği günden bu yana Hak İş’e bağlı Hizmet İş ile Türk İş’e bağlı Belediye İş arasında yaşanan ve mahkemelere düşen yetki anlaşmazlığı nedeniyle dört buçuk yıldır işçilerin ücret ve sosyal haklar iyileştirmeleri yapılamıyor(du).
Bu yılın ilk altı ayının sonuna kadar ulaşım personeli (şoför ve kademe teknik personel) 18 TL yemek parası, 13 bin 500 TL ile 15 bin TL arası maaş alıyordu. Ayrıca geçen dört yılda artmayan sürüş primlerini de unutmayalım.

Mart ayında kamuoyunda EYT diye bilinen kanunun çıkmasıyla çok sayıda şoför ve kademe (tamir bakım) personeli, ücret ve sosyal hakların yetersizliği nedeniyle emekli oldu. Ayrıca emekliliği gelmeyen kimi personel de artık bu şartlarda çalışmak istemedi için işten ayrıldı. Bu durum iki sonuca yol açtı:

Şoför eksikliğinden otobüsler çalışmadı.

Kademenin deneyimli teknik personelinin işten ayrılması tamir edilmeden yatan otobüs sayısını artırdı. Arızadan dolayı çalışmayan otobüs sayısı, rutin olarak günlük 30-35 adeti geçmezken 140-150’yi buldu.

Ulaşım, sabah saatlerinden gece yarısına kadar yapılmakta ve 1 araç için en az 2 şoför gerekli. Belediyenin 300 otobüsüne karşılık yeni şoför alımlarına rağmen 400 şoförü var. 200 şoför açığı hala kapatılamadı.

Bu yılın Mart ayı başında otobüs ulaşım hizmeti, Büyükşehir Belediyesi’nin Ulaşım A.Ş’ye yaptığı yakıt desteği, Ulaşım A.Ş.’nin özel ortaklı bir şirket olması gerekçesiyle Sayıştay’a takıldığı için Ulaşım Daire başkanlığına devredildi. Otobüs arızaları için gerekli parçalar ve malzeme alımı, eskiden Ulaşım A.Ş. tarafından hızla yapabilirken, tramvay hariç diğer ulaşım hizmetinin ve araçların Ulaşım Daire Başkanlığına devriyle birlikte Sayıştay denetimine tabi olduğu için satın alma süreçleri uzuyor. Çok küçük meblağlı bir parçadan bile araçlar yatıyor.

Şoförler arızalı araçlarla servise çıkmaktan şikâyetçi. Şoförün de, yolcunun da can güvenliği tehlikede. Maliyet düşürmek için trafik sigorta primleri düşük tutulduğundan, bir kaza yapıldığında kaza masraflarını şoför ödemek zorunda kalıyor. Kasko ise hiç yok.
Antalya ulaşım hizmetinde 500 özel halk otobüsü var ancak 250’si faaliyette. Yarısı arızalı olduğu gerekçesiyle sefere çıkmıyor. Oysa asıl neden mazot fiyatlarının yüksekliği. Bu şekilde yarı kapasite çalışarak, yolcu durakta bekletiliyor, iki otobüslük yolcu bir otobüse sığdırılıp kar marjı yüksek tutulmaya çalışılıyor. 45 adette özel dolmuş var. Ancak benzer nedenlerle günde sadece 10’u çalışıyor.
Otobüsçüler odası başkanı 23 bin TL’ye şoför bulamadığından yakınıyor. Ancak Özel halk otobüslerinde çalışan şoförler gerçekte asgari ücret alıyor. Bu nedenle iki vardiya, yani 16 saat çalışıp ücretlerini 23 bin TL’ye çıkarıyorlar. Bu paraya ve ağır çalışma şartlarına şoför bulmakta zorlanıyorlar.

Belediyenin köylere çalışan 44 dolmuşu var. Bunlardan da 20 tanesi çalışır durumda, gerisi arızalı.

Belediyenin otobüslerinin toplanma merkezlerinde sadece 1 yıkama makinesi var ve otobüs temizlik personeli sayıca yetersiz. Otobüs temizlikleri de gereğince ve zamanında yapılamıyor.

Ağustos ayı başında ücret ve yan ödemelerde yapılan iyileştirmeyle ulaşım şoför personeli ek ödemeler dâhil yetersizde olsa 23 bin TL, kademe ve ofis personeli 17 bin TL civarında bir maaş alır duruma geldi. Şu soru akla geliyor; sendikal anlaşmazlık nedeniyle 4 yıldır yapılamadığı söylenen ücret iyileştirmesi şimdi nasıl yapılır oldu? Sormak gerek, bir otobüsü tamir edecek usta 17 bin TL’ye çalışır mı?

Sonuç olarak

Ücret iyileştirmeleri daha önce ve yeterli oranda yapılıp, nitelikli personelin belediyeden kaçması engellenemez miydi?
Özel otobüs sahiplerinin tüm Antalya’yı on yıllardır esir almasının getirdiği sorunların ortadan kaldırılması için, her yıl sisteme bir miktar belediyeye ait otobüs sokup zaman içinde özel otobüs sayısı sıfırlanamaz mıydı?
Bu yıl belediye tarafından satın alınan yeni 50 otobüs ve sonrasında ulaşımın tamamen kamusal olarak yapılacağına dair açıklamalar, ortaya konulan irade memnuniyet vericiydi. Ancak otobüs tamir bakımını yapan ustaların düşük ücret nedeniyle kaçmasının ardından kademe, yani otobüs tamir ve bakımları aceleyle özelleştirildi. Bu durum ulaşımın kamusallaştırma tutumuyla çelişmektedir. Kademede teknik personel noksanlığı, ücret iyileştirmesi yapılarak giderilmek yerine, yanlış ücret politikasıyla önce yapılamaz hale getirilip ardından belediyeye daha fazla yük getirecek bir özelleştirme girişimi neden yapılır, anlaşılır gibi değil.
Sonuçta kötü yönetim, ulaşım emekçisine düşük ücret, özel otobüs sahiplerinin kar hırsının bedeli olarak, Antalyalıya da yaz sıcağında bir saat otobüs beklemek ve balık istifi otobüslere binmek cezası kalıyor. Antalya’da en pahalı şehir içi ulaşımı en niteliksiz hizmet olarak veriliyor. Anlaşılması için yazayım, Antalya’da 3.750 kişiye yarısı çalışmayan 1 otobüs düşerken, Ankara’da 2.200 kişiye 1 otobüs düşüyor. Ayrıca Ankara’da banliyö treni, metrolar, 2500 dolmuşu da ekleyelim.
Aslında bütün bu yaşanan sorunların kaynağı halkçı ve demokratik bir belediyecilik anlayışının eksikliğidir. Belediye yönetimi kentin paydaşları ile söz ve karar sahipliği temelinde ilerletici bir ilişki kurmamaktadır. Belediye hizmetlerinin kamu hizmeti olduğu ve sadece kamu tarafından yapılması, gerektiği fikri tutarlı bir şekilde savunulmamaktadır. Yukarı da anlattığımız ulaşım emekçilerinin sorunlarının bile ulaşım krizine etkisi görüldüğünde ulaşım emekçisinin ücret ve hak talepleri aynı zamanda kentin sorunudur. Ulaşımın düzgün işlemesinin garantilerinden birisi de ulaşım emekçilerinin ulaşımın düzenlenmesi dahil söz ve karar sahipliğinin gerçekleşmesidir.

Benzer Yazılar