DOĞA KENT MANŞET SOKAK

Köye İstanbul’dan büyük havaalanı

Antalya – Antalya’da tartışmalara neden olan 3. Havaalanı projesi için tahsis edilen arazinin, İstanbul Atatürk Havaalanı’nın iki katına yakın olduğu ortaya çıktı.
Rusya krizi ve güvenlik endişelerinin turizmcilerin umutlarını söndürdüğü bir dönemde Antalya’ya 3. Havalimanı yapmak isteyen Ulaştırma Bakanlığı’nın girişimi, projenin uygulanması düşünülen Kaş’ta tepkiyle karşılandı. Demre sahillerinin kitle turizmine açılmak istenmesiyle burada yapılması düşünülen 5 yıldızlı otellerin yatırımcıları ise projenin inşasına talip oldu. Ancak Türkiye’de kitle turizminin dışında kalmayı başarabilen önemli merkezlerin başında gelen Kaş’taki turizmciler ve sivil toplum örgütleri havaalanının ilçenin sonunu getireceğini dile getiriyor. Havaalanıyla ilgili çekinceleri sıralayan bir rapor hazırlayan Kaşlı sivil toplum örgütleri, proje için tahsis edilen alanın İstanbul’daki Atatürk Havalimanı’nın iki katına yakın olduğu bilgisine yer verdi.

KAŞLI STK’LAR HAVAALANINA KARŞI RAPOR HAZIRLADI
Antalya’nın batısında yapılması düşünülen kentin 3. Havaalanı projesi için seçilen Kaş’ın Pınarbaşı Mahallesi’nde köylüler ve turizmciler ayaklandı. Uluslararası nitelikte olacağı açıklanan havaalanının Kaş’ın sonunu getireceğini savunan ilçedeki sivil toplum örgütleri ve turizmciler 7 sayfalık bir rapor hazırlayarak çekincelerini yetkililere iletti. Aralarında, Kaş Turizm ve Tanıtma Derneği, Kaş Kalkan Patara Otelciler Birliği, Kaş Su Altı Derneği (KASAD), ÇEKÜL Vakfı Kaş Temsilciliği, Kaş Çevre Platformu ve Kaş Koruma Platformu’nun yer aldığı 6 sivil toplum örgütü, hazırladıkları ortak raporda, Kaş’ın bir Akdeniz kasabası olarak tarihi, doğal ve kültürel özelliklerini koruyarak özgün nitelikleriyle tanınan bir yer olmayı vizyon olarak seçtiğine dikkat çekilerek, şöyle denildi: “Son günlerde gündeme getirilen Kaş’ta havaalanı yapma girişimi, bu vizyonun tam aksine akılcı olmayan yatırımlarla bölgeyi ciddi anlamda bir tehlikeye atmaktadır. Kaş ve yakın çevresinde yıllardır oluşturulan kültür turizmi profilinin kitle turizmine çevrilmeye çalışılmış ve bu doğrultuda Demre sahilleri 2014 yılında 7500 yatak kapasiteli konaklama tesisleri inşa edecek 8 şirkete tahsis edilmiştir. Bu şirketler bir araya gelerek DETUYAB’ı (Demre Turizm Yatırımcıları Birliği) oluşturmuşlardır.

HAVAALANI İHTİYAÇ DEĞİL, KİŞİSEL ÇIKARA HİZMET EDECEK
Demre, dünyanın Noel Baba olarak tanıdığı St. Nicholas’ın doğduğu yer olması bakımından inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Ancak ilçe çoğunlukla Kemer ve Antalya’da konaklayan günübirlik yabancı turistler tarafından ziyaret edilmekte, bu durumda konaklama ve havaalanı ihtiyaç olmaktan çıkmaktadır. Demre’deki otellerin havaalanına uzaklığı gerekçe gösterilerek DETUYAB’ın 2016 yılının başında Yap/İşlet/Devret modeliyle Batı Antalya Havaalanı inşası talebini Ulaştırma Bakanlığı’na ilettiği bilinmektedir. Bu durum, bölgenin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı eden ve topluma değil, kişilere çıkar sağlama hedefine yönelen bir yaklaşımı açıkça gözler önüne sermektedir.”

TAHSİS EDİLEN YER ATATÜRK HAVAALANININ İKİ KATINA YAKIN
Havaalanı yapılmak istenen bölgenin; Kaş sınırlarındaki Çomucak-Pınarbaşı-Çukurbağ-Ağullu mevkileri arasındaki mahalleler, mezarlıklar, tarım ve arıcılık alanlarıyla Kaş’ın sembolü badem ağaçlarının bulunduğu alan olduğuna dikkat çekilen raporda, “Tahsis alanının 20 km² yani 20 milyon m² olduğu söylenmiştir. İstanbul Atatürk Havaalanı’nın toplam 11 milyon 650 bin m² alan üzerine kurulu olduğu göz önüne alınırsa yapılması istenen havaalanının büyüklüğü daha rahat anlaşılacaktır” denildi.

HAVAALANI YAPTIK TURİST GELSİN’ DEMEKLE OLMAZ
Kaş ve çevresi sahip olduğu doğal, coğrafi, tarihi ve arkeolojik değerleri sayesinde yıllardır önemli bir kültür turizmi potansiyeline ev sahipliği yaptığına vurgu yapılan raporda, Havaalanı projesi gerçekleşecek olursa, dünyanın sayılı doğa sporları merkezlerinden biri olan Kaş’ın doğa sporları konusunda tercih edilen bir yer olmaktan çıkacağı belirtilerek, “Turizm amaçlı ulaşım, ‘Havaalanı yaptık, şimdi turist gelsin!’ mantığıyla değil, bölgenin özellikleri dolayısıyla artan talebi karşılamak amacıyla olmalıdır. Bu anlamda yerel ve uluslararası turizm organizasyonlarının görüşleri alınmalı, bölgenin yeni bir havaalanına ihtiyacı olup olmadığı bilimsel veriler baz alınarak değerlendirilmelidir” görüşüne yer verildi.

DÖRT SİT ALANIYLA BİR ANTİK KENTİN ORTASINA HAVAALANI
Havaalanının konumlanması planlanan bölgede, Kültür ve Turizm Bakanlığı ilgili Koruma Kurulu’nca tescil edilerek korumaya alınmış dört sit alanı bulunduğu kaydedilen raporda, ayrıca bölgede yapılan yüzey araştırmaları sonucunda pek çok taşınmaz kültür varlığının da kayıt altına alındığı belirtilerek şöyle denildi:
“Dört sit alanının dışında, havaalanı etki alanındaki en büyük yerleşim merkezi ise Pınarbaşı’ndaki Phellos antik kentidir. Çukurbağ ve Pınarbaşı mahallelerine çok yakın konumdaki bu ilk çağ kentinin kalıntıları Felen Dağı yamacının başında başlar (nekropol) ve Felen Yaylası’nı da içine alarak geniş bir alana yayılır. Henüz bilimsel kazısı gerçekleştirilmemiş olan bu kentin toprak üstündeki kalıntıları arasında son derece özgün eserler vardır. Ayrıca antik kent ile Pınarbaşı, Çukurbağ ve diğer mahalleler arasında çevreye yayılmış lahitler, anıtsal mezarlar, burç gibi yapı kalıntıları da bulunmaktadır.”

TARİH, DOĞA, TARIM VE HAYVANCILIK YOK OLACAK
Fethiye’den Antalya’ya uzanan 509 kilometre uzunluğundaki Likya Yolu’nun yanı sıra yörenin zengin bitki örtüsünün de havaalanı projesinden olumsuz etkileneceği belirtilen raporda, aralarında yok olma tehdidi altındaki Likya-Kaş Orkidesinin de bulunduğu pek çok türün proje için kurban edileceği görüşüne yer verildi. Arıcılığın yanında hayvancılık ve tarımsal üretimin de projeden olumsuz etkileneceği savunulan raporda, yapılması düşünülen havaalanına ulaşımı sağlayacak bağlantı yolları ve duble yolların da bölgenin doğasını tahrip edeceği kaydedildi.

KAŞ’TA GÖÇÜ KARŞILAYACAK YENİ ALAN YOK
Kaş ilçe merkezinin yeni nüfus baskısını karşılayacak alana sahip olmadığı vurgulana raporda, havaalanı projesi yüzünden köylerde yaşanacak göçün sosyal sorunlar yaratacağına işaret edilerek, “Çukurbağ, Pınarbaşı, Ağullu, Yeniköy ve diğer çevre köyler günümüzde doğa içerisinde yaşamak isteyenlerin yerleşmek için birinci derecede tercih ettiği bölgelerdir. Havaalanı projesiyle söz konusu köyler yerleşim için istenilen bölge olmaktan çıkacak, bölge ekonomisi bu durumdan olumsuz etkilenecektir” denildi.

SEÇİLEN YER UÇAKLARIN İNİŞ KALKIŞI İÇİN ELVERİŞLİ DEĞİL
Havaalanı yapılmak istenen bölgenin coğrafi ve iklim özellikleri konusunda uzmanların görüşünü de aktaran raporda, havaalanının deniz seviyesine göre yüksekliği ve hava sıcaklığının uçakların performansını negatif olarak etkileyeceği bilgisine yer verilerek, “Bölgenin deniz seviyesinden yaklaşık 800-1000 metre yükseklikte olduğu, özellikle yaz aylarındaki sıcaklık da göz önüne alındığında, bu durum şu çok önemli sonucu doğurmaktadır: Doğu-Batı istikametinde yapılacak pistin kalkış istikametinde Asas Dağı ve Fellos Tepeleri dolayısıyla uçaklar kalkıştan sonra hemen sola dönerek uçuşuna devam etmek zorunda kalacak, bu nedenle bu safhada sırayla Çukurbağ, Gökseki ve Kaş’ın tüm yerleşim bölgelerinin üzerinden geçeceklerdir. İniş esnasında emniyetli alçalma bölgesi deniz olacağından tüm iniş ve kalkışların yerleşim bölgeleri üzerinden olacağını söylemek son derece gerçekçi olacaktır. Ayrıca, olası Meis-Yunanistan hava sahası sorunu bu uçuş bölgesini daha da daraltabilir” bilgileri aktarıldı.

‘HAVAALANI KAŞ’A YATIRIM DEĞİL, EKONOMİK DARBE OLACAK’
Kaş Havaalanı Projesi’nin düşünüldüğü gibi bölgeye “ekonomik bir yatırım” değil, tam anlamıyla “ekonomik bir darbe” olacağına vurgu yapılan raporun sonuç bölümünde ise “Dört bir yanı denizlerle çevrili ülkemizde kıyı yağması ve betonlaşma yüzünden, insanların süratle terk etmeye başladıkları Çeşme, Kuşadası, Bodrum ve Marmaris örnekleri sürekli hatırlanmalı ve “son cennet” olarak nitelendirdiğimiz Kaş’ın aynı kaderi paylaşması kesinlikle önlenmelidir. Bu konuda en büyük sorumluluk, yerel ve kamu yönetimlerine düşecektir. Havaalanı projesi tüm bu boyutlarıyla ele alındığı zaman, Kaş ve çevresi için geri dönülemez sonuçlar doğuracağından bu girişim durdurulmalıdır” görüşüne yer verildi.

DETUYAB’TAN BAKAN YILDIRIM’A: ‘HAVAALANINI BİZ YAPALIM’
Kaş’ta büyük tepkilere neden olan 3. Havaalanı projesini, Demre Turizm Yatırımcıları Birliği (DETUYAB) üyesi yatırımcılar ise büyük bir sabırsızlıkla bekliyor. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’a bir mektup gönderen DETUYAB Başkanı Hasan Akıncıoğlu, havaalanı projesinin yapımına talip olduklarını belirterek, “Birliğimizde yer alan yatırımcı şirketler turizm ve inşaat sektöründe faaliyet gösteren konusunda deneyim sahibi kuruluşlar olup, 2 inşaat kökenli firmamız ise Türkiye’de yer alan 2 havalimanı inşaatını gerçekleştirme tecrübesine sahiptir” ifadelerini kullandı.

AKP’Lİ BELEDİYE BAŞKANI TOPU TACA ATTI
Geçtiğimiz hafta Pınarbaşı Mahallesi’nde köylülerle bir araya gelen Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer ile AKP Kaş İlçe Başkanı Mutlu Ulutaş ise havaalanı konusundaki endişelere yanıt vermeye çalıştı. Projenin yeri konusunun henüz kesinlik kazanmadığını dile getiren Belediye Başkanı Kocaer, uzmanların yaptığı çalışmayı beklediklerini dile getirirken, AKP İlçe Başkanı Ulutaş ise coğrafi olarak zor bir bölgede bulunan Kaş’a havaalanı yapılması gerektiğini savunarak, “Antalya merkezde ve doğusunda birer havalimanı var. Antalya’nın batısına bir havaalanı yapılsın, Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli bölgelerinden insanların ve Kaşlıların bölgeye kolayca ulaşmasını istedik. Turizmci para kazansın istedik. Bölgeye yapılacak bir havalimanının katkı sağlayacağını düşünüyoruz” görüşünü savundu.

ANTALYA’YA 3. HAVAALANI HAYALİ NASIL BAŞLADI
Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2004’te ülkedeki pek çok alanla birlikte Demre sahillerindeki Taşdibi ve Sülüklü kumsallarını ‘Turizm Gelişim Bölgesi’ kapsamına alarak bu Alana 5 yıldızlı otellerin yapılması için tahsise çıktı. Ancak Danıştay, orman arazilerinin turizm amaçlı tahsisine ilişkin düzenlemeyi durdurunca tahsisler iptal edildi. Bu iptalin ardından Turizm Teşvik Kanunu’nda yapılan değişiklik kapsamında Demre’deki kumsallar yeniden tahsis edildi. Tahsislerin ardından, caretta caretta türü deniz kaplumbağalarının üreme ve yaşam alanı olan koruma altındaki bölgede inşa edilen ilk otel, 2014 sezonu başında ‘Andriake Beachclub’ hizmete açıldı. Otelin hizmete açılmasıyla birlikte yıllardır halkın kullanımına açık olan kumsal otel tarafımdan araç geçişine kapatıldı.

DEMRE’NİN SON KUMULLARI BETONA BOĞULACAK
Taşdibi Bölgesi’nde bir başka otel inşaatının başladığı alanda yeni 5 yıldızlı otellerin yapımı için ayrılan parseller de tahsis edildi. Bölgede, kitle turizmine hizmet edecek 12 yeni otelin yapılması planlanıyor. Kaş ve Demre arasında yapılması planlanan havaalanı projesinin geçici rant söylentisine neden olarak bölgenin doğal ve kültürel mirasını kısa vadede yok edeceği endişesi hiç de haksız sayılmaz. Çünkü Demre kumullarına 1950’li yıllarda alanın rüzgar erozyonundan korunması için dikilen çok sayıda fıstık çamı otel inşatına yol açmak için yok edildi. Türkiye’nin önemli kumul uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Turhan Uslu’nun verdiği bilgilere göre, 1957 yılında 4 ayrı kum tepesine sahip olan, 100’den fazla bitki türünü barındıran Demre kumullarında insan kaynaklı tahribattan dolayı bugün tek bir kum tepesi kalmazken, kumulların yüzde 75’i de insan eliyle yok edildi. 1992 yılından bu yana ise alanda yeni kumul birikimi olmadı.

Benzer Yazılar